Nikâh kadın-erkek birlikteliğini meşru kılan süresiz bir akittir. Ancak bazen karı-koca evlilik birlikteliğini sürdürememekte ve evlilik sonlanmaktadır. Boşanma aşamasında taraflar, birbirlerine maddî ve manevî çeşitli zararlar verebilmektedirler. Pozitif hukuk, boşanma yüzünden tarafların uğradıkları zararları, maddî ve manevî şeklinde iki kısma ayırmış ve mağdur tarafa maddî zarara uğraması halinde maddî tazminatla, manevî zarara uğraması halinde manevî tazminatla gerçekleşen zararı tazmin hakkı tanımıştır. Klasik fıkıh kaynaklarında zararların tazmini hususunda modern hukukta kabul gören maddî ve manevî ayrımı bulunmasa bile literatürde işlenen konular, İslâm hukukunda da bu ayrımın kullanılabileceği ve gerçekleşen zararların giderilebileceğine imkân verecek unsurlar içermektedir. Borçlar hukukunda haksız fiillerin yol açtığı zararların onarılma biçimlerinden biri tazminattır. Fıkıh literatüründe yer alan müt‘a, yarım mehir, muhâlea uygulamalarını beşerî-pozitif hukukun boşanma kaynaklı maddî-manevî zararlarının tazmini çerçevesinde değerlendirmek mümkündür. Her iki hukuk sistemi arasında belirgin farkların bulunduğuna da işaret edilmelidir. Bunlardan biri ve belki de en belirgin olanı, beşerî-pozitif hukukların boşanmada kusur ölçütü çerçevesinde doğan zarar ve tazminini kabul etmeleridir. İslâm hukukunda ise boşanma kaynaklı zararların giderilmesinde doğrudan kusur ölçütünün esas alındığını söylemek kolay değildir. İslâm aile hukuku açısından, yeni bir bakış açısıyla belirlenecek boşanmada kusur ölçütü çerçevesinde, kusursuz tarafın maruz kalacağı zararın giderilmesi için kusurlu tarafı gerçekleşen zarardan sorumlu tutmak, zararın giderileceği ilkesinin bir tezahürü olarak değerlendirilebilir. İslâm hukuku açısından boşanmada kusur ölçütü esas alınarak kusurlu bulunan tarafa verilecek boşanma tazminatı kararına uymak, Müslüman eşler açısından hem hukukî bir yükümlülük hem de dinî bir sorumluluk özelliği taşır. Boşanma tazminatını bir hakkın kötüye kullanılması, hakkın başkasına zarar verecek biçimde kullanılması veya taraflardan birinin daha kusurlu davranışıyla boşanmaya yol açması gibi sebeplerle diğer tarafın uğradığı zararın telafisi olarak görmek mümkündür. Her türlü zararın giderilmesini ilke olarak benimseyen İslâm hukukunun boşanma yüzünden uğranılan zararı görmezden gelmesi düşünülemez. Boşanma kaynaklı olup ceza hukuku kapsamına girmeyen zararların İslâm’ın genel ve özel maksatlarına uygun düşmek kaydıyla beşerî tecrübeden yararlanarak sorumluluk hukuku çerçevesinde tazmininden söz edilebilir.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|