Tanzimat’tan itibaren Türk toplumunda görülen değişimleri romanlarıyla yansıtmaya çalışan Yakup Kadri’nin Kurtuluş Savaşı’nın öncesi ve sonrasını konu edinen Yaban ve Ankara romanları, birbirini tamamlayan iki eserdir. Sanatçının tiyatro, hikâye, deneme, mensur şiir gibi türleri bırakıp 1920’lerden itibaren romana yönelmesiyle toplumculuğa kayan Yakup Kadri’nin dünya görüşüyle sanat anlayışı arasında paralellikler görülür. Özellikle Tetkik-i Mezalim Heyeti ile Anadolu’da yaptığı seyahatler, romanlarının müjdecisi olan hikâyelerini ve nihayetinde Yaban’la başlayan toplumcu eserlerinin altyapısını oluşturur. Yazıldıkları devrin siyasal ve sosyal havasını tüm detaylarıyla işleyen bu eserlerden ilki bir arayışın, ikincisi ise bir kuruluşun romanıdır. Yüzyıllarca ihmal edilmiş bir halkın ürkütücü gerçekliğini yansıtan Yaban’da Ahmet Celal, yeni bir hayatın işaretlerini halkta bulamamanın şaşkınlığını yaşarken, Ankara’da bu yeni hayatı bulup da kıymetini bilmeyenlere kızgındır. Bahtin’in kavramsallaştırdığı diyalojik yöntemle bakıldığında Yaban ve Ankara, adeta birbiriyle konuşan iki eser gibidir. Yaban’da Ahmet Celal’le başlayan yeni hayat arayışı, Ankara romanında Neşet Sabit’le devam edecek, Selma’nın değişimiyle umuda dönüşecek, Yıldız tipiyle de somutlaşacaktır. Böylece Yaban’daki yitirilmiş halk kaygısının rövanşı, Ankara’nın son bölümünde Cumhuriyet kutlamalarına katılan gençlerin coşkusuyla alınmış olacaktır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|