Tanzimat Dönemi’nden itibaren Türk edebiyatında sosyal ve politik meseleler belirginlik kazanır. 1908 yılında ilân edilen II. Meşrutiyet, edebiyat ve siyasiyatın iç içeliğinde bir kırılma noktasıdır. II. Meşrutiyet’in ilânıyla birlikte Türk edebiyatı, hiçbir dönemde olmadığı kadar politik vasfa bürünür. Bu dönemin en önemli hususlarından biri, II. Abdülhamid döneminde yaşanan “iktidar mücadelesi”nin edebî eserlere yansımasıdır. II. Abdülhamid, 1876 yılında sultan olduktan bir süre sonra Osmanlı Devleti’nin ilk anayasası olan kanunuesasîyi askıya alır. Bir kısım gençler (Genç Osmanlılar) bundan rahatsız olurlar. II. Abdülhamid’i tahtan indirmek ve kanunuesasîyi tekrar yürürlüğe koymak için birtakım faaliyetlerde bulunurlar. Daha sonraları Jön Türk olarak anılan bu gençlerin faaliyetleri, ciddi boyutlar kazanır ve yirminci yüzyılın başında İttihat ve Terakki Cemiyeti adı altında II. Abdülhamid’i tahtan indirir. 10 Temmuz 1908 tarihinde II. Abdülhamid’in kanunuesasîyi tekrar ilân etmesi üzerine Osmanlı Devleti’nde bir süre özgürlük havası hâkim olur. Sanatçılar daha önce yazamadıkları politik meseleleri yazmaya başlar. Daha önceleri basımları kısıtlanan basın-yayın organlarının sayısında ciddi artışlar olur. İşte bu tarihten sonra yazılan romanların sayısında önemli artışlar yaşanır. Bunların hemen tamamı, geçmiş dönemde yaşanan iktidar mücadelesi ve eski idareye yöneltilen olumsuz tenkitleri içerir. Sonuç olarak; sanat ile siyasiyatın iç içeliğinde dikkati çeken en önemli husus şudur: Meşrutiyet döneminde iktidar mücadelesiyle ilgili eser veren sanatçılar, sanatı öç almanın zemini olarak görmüşler ve edebî eserleri politik görüşlerinin bir aracı olarak kullanmışlardır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|