2007 yılında yapılan referandum sonuçlarından biri olan, halkın cumhurbaşkanını seçme kararı ile başlayan süreç, Ağustos 2014 tarihinde ilk uygulama ile siyasal yaşamdaki yerini almıştır. Referandumdan bu yana, tartışılan konuların başında halkın cumhurbaşkanını seçmesinden çok, siyasal sistemin temeline ilişkin konularda duyulan kaygılar ve görüşler ön plana çıkmıştır. Her siyasal sistem kendi özelliklerini barındıran hükümet çeşitlerini imgeler. Hükümetlerin kurulmasında ve çeşitlenmesinde temel faktör erklerdir. Bunlar ise, yasama, yürütme ve yargı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yasama, yürütme ve yargı arasındaki ilişkiler siyasal sistem ile hükümet çeşitlerini oluşturur. Bu çerçevede, çalışmanın amacı, siyasal sistemler ile özelliklerinin teorik kapsamdaki bağlayıcılıklarının, uygulamalarda ne denli ön plana çıktığını veya teoriğe uygun davranılmadığında çıkabilecek problemlerin işaret edilmesidir. Çalışmada ilk olarak ele alınan konular, siyasal sistemlerin özelliklerinin karşılaştırılmalı olarak verilmesi ve ülkeler üzerindeki etkilerinin incelenmesidir. İkinci olarak ise, Türkiye’de parlamenter sistem ile cumhurbaşkanını halkın seçmesinin ne gibi açmazları beraberinde getirebileceği ve yarı-başkanlık sistemine doğru evrilmenin sonucunda yaşanabileceklerin tartışılmasıdır. Sonuçta, yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin aynı zamanda bir siyasal rejim aynı zamanda hükümet sistemi değişimine yönelik seçim olup olmayacağının analiz edilmesidir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|