Özet:

Her toplumda ve her dönem geçerliliğini koruyan “Bir dil bir insan, iki dil iki insan” sözü, dil öğrenmenin gerekliğini en yalın ve en doğru biçimde ortaya koyar. Dil bilmek, bir bireyin dış dünyaya açılmasına, iş ve ekonomi dünyasının kapılarını açmasına, sosyal, kültürel ve eğitsel bağlar kurmasına, kendini dışarıda daha iyi ifade etmesi gibi birçok konuda yardımcı olur. Ülkeler öğrencilerinin hayata daha nitelikli ve daha donanımlı bir biçimde yaşama başlayabilmeleri için birçok adım atmaktadır. Çağdaş öğretim ve öğrenme kuramlarına göre biçimlendirilmiş yöntemler ve öğretim araç-gereçleri bunlardan sadece birkaçıdır. Dil öğretiminde 1950’li yıllarda ortaya çıkmış Görsel-işitsel yöntem ve bu yönteme göre hazırlanmış öğretim araç-gereçleri uzun yıllar ülkemizde Fransızca öğretmiştir. Bu yöntemle dil öğretiminde ilk defa teknolojik araçlara yer verilmeye başlanmıştır. 1970’li yıllarda sosyal, kültürel ve teknolojik gelişmeler dil öğretiminde İletişimsel yaklaşımın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu yaklaşımın öğretim malzemeleri, güncel yaşamdan kesitler içermekte ve öğrencileri daha çok iletişim kurmaya teşvik edip Fransızca öğretmeyi hedeflemektedir

Anahtar Kelimeler: