Fantastik anlatının, bir anlatı türü olarak ortaya çıkışı “gerçeklik” ölçütüne göre oluşmuştur. Türlerin ortaya çıkışı, Todorov’un fantastik türün özelliklerini ortaya koyduğu çalışmasında da belirttiği gibi öncelikle başka türlerin varlığını gerektirir. Fantastik türün de ortaya çıkışı bu bağlamda, gerçeklik ölçütünü esas alan diğer türlerin varlığına ve bu türlerle arasında oluşan karşıtlığa bağlanır. Ancak fantastik türü diğer türlerden farklı kılan durum bu türün okurun bilincindeki karşılığıdır. Okur, metin ile kurduğu kipsel ilişkiyle metni yeniden üretir. Kipsel ilişkiyle sözü edilen şey okurun anlatı kişilerinden biriyle özdeşleşip anlatıya yönelik bir tavır geliştirmesidir. Bu bakış açısıyla okur türün oluşumunda önemli bir öğeye dönüşmektedir. Fantastiğin türsel özelliğinin ortaya çıkışında okur ve okurun “gerçeklik” algısına göre yapılan açıklamalar önemli yer tutmaktadır. Bu bakımdan okurun gerçeklik algısı önemlidir. Okurun gerçeklik algısı, psikolojik açıdan bilinç ve algılarla sınırlanmış durumdadır. Burada bilinç ve sınır kavramları, göstergebilim kipliklerinden /bilme/ kipliği ve /üst bilme/ kipliği ile incelenmektedir. Bu kiplikler ve gerçeklik ilişkisi okurun diğer türlerle olan ilişkisini de belirler. Bu çalışmada fantastik anlatı türünün özelliklerine, anlatı yapısındaki durumlara değinilmeyecektir. Bu çalışmanın temel araştırma konusu, anlatı kişilerinin, anlatıcının ve özellikle de okuyucunun göstergebilim kipliklerinden inanma, bilme kipliklerine göre incelenmesidir. Okurun fantastik anlatı karşısında gerçeklikten sıyrılarak yeni bir gerçek yaratma süreci incelenecektir. Çalışma okuyucuyu ikna edebilen anlatıcı üzerinde de ikna etme kipliğini incelemeyi amaçlamaktadır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|