Osmanlı İmparatorluğu, yönetimi altında yaşayan çeşitli etnik grupları Osmanlı Millet Sistemi adı verilen bir yapı içerisinde örgütlemiştir. Bu yapı içerisinde toplumunun bir bölümünü oluşturan gayrimüslim tebaa barış ve güvenlik içinde yaşamış fakat Müslüman topluluk içine serbestçe karışması sınırlı düzeyde olmuştur. 1789 Fransız İhtilali’nden sonra ortaya çıkan milliyetçilik düşüncesinin etkisiyle Balkanlar’daki Hıristiyan halklar giderek milliyetlerinin bilincine varmışlar ve Osmanlı’nın temsil ettiği merkezi otoriteye karşı ayaklanmaya başlamışlardır. Bu olaylar karşısında devletin birliğini muhafaza edebilmek ve yeni şartlara uyum sağlayabilmesi için Batının da etkisiyle 3 Kasım 1839 günü Mustafa Reşit Paşa tarafından okunan Hatt-ı Hümayun ile Tanzimat Fermanı ilan edilmiştir. Tanzimat ile birlikte cins ve mezhep ayrılığının ortadan kaldırılması ve hukuksal eşitliğin sağlanması amaçlanmıştır. Daha sonra 28 Şubat 1856’da Islahat Fermanı ile gayrimüslim tebaaya yeni haklar verilmiş ve bütün siyasal ve sosyal düzenlemeler 1876 Kanun-ı Esasi ile hukuksal bir nitelik kazanmıştır. Bütün bu uygulamalardaki esas amaç Müslim ve gayrimüslim tebaanın Osmanlılık üst kimliği ile ortak bir vatandaşlık etrafında birlikteliğinin sağlanması olmuştur. Bu gelişmelere bağlı olarak Osmanlıcılık fikri aydınlar ve yöneticiler nezdinde imparatorluğun birliğini sağlamak amacıyla bir çözüm olarak gündeme gelmiştir. Bu açıdan Osmanlıcılık, ortak kimlik, vatandaşlık vb. kavramlar şeklinde Türk siyasal hayatına yeni açılımlar getiren ve gündeme gelen bir fikir olmuştur.
Alan : Eğitim Bilimleri; Fen Bilimleri ve Matematik; Filoloji; Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|