Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 69
 İndirme 37
Cudo’yu Beklerken ve “et-tarîk (yol)” Romanında Farklı Bakışlar (çok Boyutluluk)
2015
Dergi:  
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Yazar:  
Özet:

Bu çalışma yalnızca bir yapıtı üzerinden Mahfuz’un eşsiz edebi üretkenliğinde sergilen farklı dünyaların zenginliğini izlemede kılavuzluk yapmak, buradan hareketle uygulanan çok boyutlu ve geniş perspektifli süreçlerin içeriğini ve nedenlerini yakalamak amaçlarıyla, Necip mahfuzun et-Tarik (yol) adlı romanının örnek okunuşunu serdeder. Bu durum Necip Mahfuz’un birbirinden farklı ve aykırı akım ve yönelimlere aynı anda göndermeler yapan yeteneklerine ve esnek dünyasına ilişkin yaklaşık anlamlar çağrıştırdığı kadar, içinde bulunduğu çağı aşıp onu tüm zamanların romancısı yapacak engin ufuklu düşüncesini yansıtan uzak göndermeli anlamları da akla getirmektedir. İlk defa 1961 de yayımlanan yol romanı Mahfuz’un tüm eserlerine özgün damgasını vuran çoklu anlatıma dair bir resim çizer. Burada üzerinde durulan çok boyutlu yapı, romanda sıralanan öykülerin işlediği konuların farklılığının ötesinde, kendisinde baba arayışı veya denk olabilecek siyasi veya dini tüm arayış okumalarını olası kılan odaktaki düşüncede bulunmaktadır. Bu yönüyle eser Dos.’nin Suç ve Ceza’sını anımsatır. Suça götüren nedenleri ele alıp işleyen söz konusu iki romanın çoklu düşünce tarzları benzerlik göstermektedir. Hatta ana temaya eşlik eden hikâyelerin örgüsünde ve karakterlerin çatışmasında da bu baskın yapı asla zayıflamaz. Mahfuz’un “Hırsız, Köpekler ve Dilenci”, “Gecenin Kalbi” ve “Hazreti Muhterem” gibi felsefi boyut içeren diğer romanları bu özellikten ayrı düşünülemez. Bu eserlerdeki varlık, yokluk ve insanın yabancılığına dair temel felsefi konular ve buradan hareketle seçenekler arasında şaşkınlık yaşayan insan ve onun kader ile seçim arasındaki bocalamaları irdelenir. Romanın şekil ve konusunu aşan çok boyutlu örgü bizatihi romanın oturduğu yapıdan Mahfuz eleştirisine ve genel edebiyat eleştirisindeki yönelimlerine kadar uzanan bir salınıma sahiptir. Mahfuz’un yapıtında çizdiği dünyalar bizzat büyük eleştiri alanları oluştururken, tarihselcilik, gerçekçilik, doğal gerçekçilik, eleştirel gerçekçilik, sosyalizm, alegorik sembolizm, felsefecilik, hatta efsanecilik akımlarına kapılarını açmaktadır. Eserlerinin tamamında gözlenen bu çok boyutlu yapı “Yol” romanında da gözlemlenir. Katı ve sert bir gerçekliğin ürünü olan eserde sosyal profiller ve görüntüler çok net bir şekilde izlenebilmektedir. Romanın kahramanı aile ve sosyal bağları çözülmüş bir çevrede yetişir, anne eşini terk edip sevdiğiyle kaçmıştır, baba sorumluluklarından uzaktır ve iş sonunda cinayete kadar uzanmıştır. Öte taraftan roman felsefi, siyasi ve dini semboller arasında gidip gelen çoklu yapı üzerine oturmaktadır. Felsefe aslında daha romanın başlangıcında sergilenen öncü yapıdır. Ölüm temasının işlendiği ilk sayfalar kader ve seçim arasında bocalayan insan temasını hazırlar. Aynı anda ölünün dirilişi (baba) ve dirinin ölüşü (anne) anlatılırken satır aralarına daha sonra irdelenecek felsefi tohumlar serpiştirilmektedir. Özetle hayat ölümden yaratılmaktadır. Dünyadan alınan zevk ile züht ve takva hayatı arasındaki farklılık bu çokluğun bir başka tezahürüdür. Bir sonraki durakta kilisenin günahların itirafına dair inancına ve bu inancın kökenlerine uzanan felsefi bir anlatım karşımıza çıkar. İtiraf hücresinin önünde soyunup çirkin yüzünü gösterenler romanda İlham’ın önünde aynı duruma düşerler ve çirkin yüzlerini açmak zorunda kalırlar. Belki de İlham hayatın ta kendisidir. Hayat karşısında perdelerin ardına gizlenilemez, çirkin yüzler açılmak zorundadır. Siyasi boyut ise romanın, kültürel arka planıyla bağlantısında tezahür eder. Mısır’ın 67 felaketi paralelinde veya daha derinlerden bakıldığında, Mısır halkının krallık rejiminden sıyrıldıktan sonra iş başına geçen özgür subaylar yönetimi altında şaşkın bir şekilde yolunu, babasını, kurtarıcısını aramasıyla izdüşüm gösteren kahramanın bir türlü yolunu bulamama trajedisi; babasına, kurtarıcısına götüren süreçteki sapmaları siyasi boyutu sürüklemektedir. Bu süreçte Mısır belirsizlikler yaşamakta ve Yemen Harbi ve benzeri sıkıntılarla didişmektedir. Yol kaybedilmekle birlikte kurtuluş ışığı ümit ve zaferde görünmektedir. Siyasi doku aynı zamanda Mahfuz’un fikirlerini şekillendirmekte ve psikolojik yapısında yansımaktadır. Romandaki otelle simgeleşen dünyanın kurtuluşu için bir halaskar, bir kurtarıcı lazımdır ve bu aynı zamanda fertlerin teker teker kurtarılmasını da beraberinde getirecektir.Elbette dini semboller de bu romanda önemli bir yer tutmaktadır. Eserin İngilizceye tercümesinin “Arayış” ismiyle yayımlanması dünya kurtarıcısı fikrinin ne denli ön planda olduğunu göstermektedir. Görünürde babasını arayan roman kahramanı bir takım tereddütler ve sapmalar eşliğinde gerçekte Allah’ı aramaktadır. Yolculuk zahirle başlar daha sonra hakikate inkılâp eder. Eleştirel yaklaşımla eserin “Suç ve Ceza” ile ilişkilendirilmesi mümkün gözükmektedir. Tema, içerik, yapılar, Ras. yaşlı mürebbiyeyi öldürmesinde görüldüğü gibi cinayetin cinayet amacıyla işlenmemesi, her iki kahramanın yolculuk süreçleri ve belki deönemlisi biçim ve romansal ritimde çok boyutlu yapı bu ilişkinin çerçevesini çizer. Netice itibarıyla bu küçük roman dünyanın ve onda yaşanan hayatların çok boyutlu yapısını, farklılıklarını, çelişkilerini, yönelimlerini yansıtmaya muktedirdir. Ekonomik, sosyal, ideolojik, şeklî boyutlar tamamen birbirleriyle iç içe geçmiş güçlü bağlantılar oluşturmaktadır. Sonuç olarak denebilir ki.Mahfuz’un bıraktığı kültür mirasının zamanı geçmeyecek ve eskimeyecektir. Hatta modern ve modern ötesi yaklaşımlara ve tezlere uygun yeni okumaları beklemektedir. Veilginç olanı Mahfuz’un eselerinin asla tarihi bağlarla sınırlanamadığı, tüm çırpınışları ve döngüleri ile geleceğe yeni göndermeler yapacak içerikte olduğudur.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler






Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 161
Atıf : 420
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini