Rönesans ve onun dayandığı antik kurallar, akademik sanat eğitiminin temeli olmuş ve yüzyıllar içinde şekillenerek günümüze gelmiştir. Bu kurallar ile ilk karşılaştığımız dönem olarak genelde 19. yüzyıl gösterilse de Avrupa sanatı ile tanışmamızı 15. yüzyıla kadar geri götürebilmemiz mümkündür. 15. yüzyılın sonlarında, ilk olarak Fatih Sultan Mehmed tarafından batılı ressamların Osmanlı topraklarına gelmeleri sağlanmış ve kendisinden sonra gelen sultanların çoğu da bu gelişmeyi destekleyen çalışmaları sürdürmüşlerdir. Yurt dışından sanatçıların gelme sürecinden sonra, Osmanlı devletinden de eğitim almak üzere yurt dışına sanatçılar gitmeye başlamıştır. Sanatçılarımız gittikleri akademiler arasında Paris Ulusal Güzel Sanatlar Yüksek Okulu da bulunmaktadır. Daha sonra programı ile Sanayi-i Nefise Mektebi’ni etkileyen bu okul sanat eğitimi tarihimizde önemli bir yere sahiptir. Sanata eğilimi olan gençlerin eğitim almaları için yurt dışına gönderilmeleri sonucu olarak, ülkede sanat eğitiminin eksikliği hissedilmiş ve Osman Hamdi Bey tarafından sanat eğitimi veren ilk Akademi olarak Sanayi-i Nefise Mektebi kurulmuştur. Sanayi-i Nefise Mektebi'nde sanat eğitimi almaya başlayan öğrencilerin kendilerini geliştirmek için yurt dışına gitmeleri ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde resim eğitimi almaları kolaylaşmıştır. Avrupa'da eğitim aldıktan sonra ülkelerine dönen sanatçılar, bilgilerini aktarmak için Türkiye'deki okullarda göreve başlamışlardır. Bu sanatçılarımız aynı zamanda ülkemizin ilk milli sanat eğitimcileridir. Sadece öğretmen olarak çalışmakla yetinmemişler, batıda gelişim sürecini tamamlamış ya da yeni oluşmaya başlamış alanları da öğrenip Türkiye'deki öncüleri olmuşlar ve diğer sanatçılara da aktarmışlardır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|