Özet Demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve insan hak ve özgürlüklerine önem veren; katılımcılığın, etkinlik ve etkililiğin, denetimin, yerinden yönetimin, açıklık, saydamlık ve hesap verebilirliğin, kalitenin, liyakatin ve etiğin hâkim olduğu; sivil toplumu ön plâna çıkaran ve sivil toplum kuruluşlarının [STK] gelişmesinin önünü açan; bağımsız işleyen bir yargı düzenine sahip olan; teknolojideki gelişmelerle uyumlu bir ekonomik ve siyasî düzen olarak tanımlanan [yerel] yönetişim kavramı, “hak talep eden” ve “yönetilen” vatandaş yerine, birtakım “sorumluluklar” ve “ödevler” üstlenen aktif vatandaşa gönderme yapmaktadır. Bu noktada, yerel yönetişimle amaçlanılan şey -bir yönüyle- sosyal, siyasal ve iktisadî hayattan dışlananların yönetime dâhil edilmeye çalışılmasıdır. Söz konusu kesimlerin [başta özürlüler olmak üzere, yaşlılar, kadınlar, gençler vb.] bölgesel ve/veya yerel zenginliklerden faydalanmalarını sağlamak, yerel yönetişimin temel amaçlarından biri olmakla birlikte; sağlıklı bir şekilde işletilen yerel yönetişim, bölgesel ve/veya yerel kalkınmanın da önemli bir aracı durumundadır. Bu çalışmada, yerel yönetişim kavramı tartışıldıktan sonra; uygulamadaki konumunu tespit etmek amacıyla, Bursa Kent Konseyi ekseninde değerlendirmeler yapılmaktadır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|