Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 6
 Görüntüleme 97
 İndirme 42
İstanbul Şehri ve Su
1998
Dergi:  
Marmara Coğrafya Dergisi
Yazar:  
Özet:

ÖZE T İstanbul, Avrupa ve Asya'nın birbirine iyice yaklaştığı, Çatalca-Kocaeli Ya­rımadası arasında yer alan Boğaz'ın her iki tarafına hakim, oldukça geniş bir alana yayılmış; günden güne hızla büyüyen gelişen bir şehirdir. Bu büyüme ve gelişmede sözü edilen yörenin coğrafi konumu, yerleşmeye uygunluğu bakımından arazinin yapısı ve sade bir rölyef sunması, ayrıca klimatik faktörler ile hidrolojik özellikler büyük rol oynamıştır. Karadeniz'i Marmara Denizi'ne bağlayan boğaz, İstanbul Boğazı adıyla bilinmekte ve bir tabiat harikası olarak dikkati çekmektedir. Burası, büyük tonajlı gemilerin de geçişine uygunluğu sebebiyle Karadeniz'e kıyısı bulunan ülkelerin deniz yoluyla Akdeniz'e ulaşmaları için zorunlu geçiş yeridir. Atlas Okyanusu'ndan Cebel-i Tarık Boğazı vasıtasıyla Akdeniz'e geçen gemiler ile Hint Okyanusu'ndan Kızıldeniz'e ve oradan da Süveyş Kanalı vasıtasıyla Akdeniz'e ulaşan gemilerin Karadeniz'e açılmaları söz konusu olduğunda İstanbul Boğazı'nı geçmek zorunda kalacaklardır. Çatalca-Kocaeli Yarımadası arasında yer alan bu boğazın açılışı, Altın Boynuz adı verilen Halic'in teşekkülü, sularını Karadeniz ve Marmara Denizi'ne boşaltan akarsuların belirgin hale gelmesi, Karadeniz kıyısındaki Durusu Gölü'nün oluşumu, ayrıca Marmara Denizi kıyısında Küçükçekmece ve Büyükçekmece göllerinin meydana gelişi Plio-Kuaterner'de gerçekleşmiştir. Böylece bunlar, belirli dönemlerde büyüyen, gelişen İstanbul'un su rezervuar alanları olarak değerlendirilmektedir. İstanbul'un ilk nüvesi Sarayburnu ile Sultanahmet arasında yer almıştır. İlk şehir, M.Ö. 658 yılında burada kurulmuştur. İstanbul, M. S. 395de Roma hakimiyetine geçmiş ve Doğu Roma İmparatorluğu 'nun başkenti olmuştur. 1453 yılında ise İstanbul Türk hakimiyetine geçmiştir. Şehrin bugünkü nüfusu 10.000.000 civarındadır. Roma-3'ızans Dönemi'nde şehrin su ihtiyacı bazı kaynaklar, kuyular ve sarnıçlardan karşılanıyordu. Bu dönemde sarnıç yapımına önem verilmiştir. Açık ve kapalı, olan bu sarnıçlar ayrıca birer sanat yapışıdırlar. Bunlar arasındaönemlisi Yerebâtan (Bazilica Cistern) Sarnıcıdır. 140 x 170 m. ebadındadır. Su ile dolu olduğunda 80.000 m3 hacim oluşturmaktadır. Osmanlı Dönemi'nde ise şehrin su ihtiyacının karşılanmasına büyük önem verilmiştir. Öncelikle mevcut tesisler onarılmış; bunlara yenileri eklenmek suretiyle evlerin, sarayların, medreselerin, aş evlerinin, şadırvanların ihtiyacı olan su, zamanında karşılanmıştır. Bu maksatla akarsuların uygun yerlerine bendler inşa etmişler ve bu rezervuarlardaki suları kemerler (su yolu) aracılığıyla şehre akıtmışlardır. Cumhuriyet Dönemi'nde daha önce yapılanlara yenileri eklenmiştir. Eski tesisler onarılmış ve bazı ilaveler yapılmıştır. Yeni tesisler arasında Elmalı Barajı, Alibeyköy Barajı, Ömerli Barajı, Darlık Barajı, Büyük Çekmece Barajı, Yeşilvadi Regülatörü, Düzdere, Kuzulu Dere, Büyük Dere Kazandere, Papuçdere barajları yer almaktadır. Durusu Gölü de dahil olmak üzere yapılmış tesislerden bugün İstanbul'a günde 1.5 milyon m3 su verilmektedir. Bu da bugün İstanbul'un su ihtiyacını karşılamaktadır. Ayrıca daha büyük projeler (Melen Projesi vd.) üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. SUMMARY İstanbul is a city vvhich is overlooking to both sides of the Bosphorus that lies betvveen the Çatalca-Kocaeli Peninsula vvhere Asia and Europe approaches to each other. The city has been spread on large area and continues to grovv and develop from day to day. The geographical location of the area vvhich has been mentioned above, the structure of the territory according to it's being appropriate for settling and offering a simple relief and also the climatic factors and hydrologic specialities played big roles in this grovving and developing. The strait, vvhich is knovvn as the İstanbul Bosphorus, connects the Black Sea to the Marmara Sea and calls attention as a natura! vvonder. Because of being appropriate for the transition of the big tonnaged ships, this is a necessary passing place tovvards the Mediterranean by the sea for the states vvhich have shores near the Black Sea. The ships, coming from the Atlantic by the vvay of Gibraltar to the Mediterranean and the ones departuring from the Indian Ocean över the Red Sea and the Suez to the Mediterranean must pass İstanbul Bosphorus if their aim is to arrive the Black Sea. İn Plio-Quaternary; the opening of this strait vvhich is located betvveen the Çatalca-Kocaeli Peninsula, the estuary vvhich is called The Golden Horn and the Durusu (Terkos) Lake vvhich is on the shore of the Black Sea, becoming clear of the running vvaters vvhich are discharging to the Black Sea and the Marmara Sea and the Küçük Çekmece and Büyük Çekmece lakes came into existance. Thus, these are appraised on definite terms, as the vvater reservoir areas of İstanbul vvhich is developing and grovving. The nucleus of the city vvas founded betvveen Sarayburnu and Sultanahmet in 658 BC. and entered Roman tule in 395 AC. Later on became the capital of the Eastern Rome Empire. - The population of İstanbul city, vvhich is under Turkish rule since 1453, is novvadays nearly 10.000.000 people. Under Roman and Byzans rules the vvater necessity supplied from some springs, vvells and cisterns. İn this period importance was shovvn in building cisterns. Also these buildings, open or close, vvere products of art. Betvveen these The Bazilica Cistern is the most famous one. İt is 140x170 m. in diamension and has a vvater capacity of 80.000 m3. İn the Ottoman period again a big importance vvas shovvn on this subject. First of ali, the existing establishments vvere repaired and by adding new ones to those, vvater necessity of the houses, palaces, medreses and şadırvans supplied in time. With this aim they placed barrages to the appropriate points of these reservoirs and by these açueducts they have sent the collected vvater to the city. İn the period of the Republic new vvorks have been done vvhile old establishments have been repaired. Betvveen these nevv foundations; Elmalı, Alibey, Ömerli, Darlık, Büyük Çekmece, Düzdere, Kuzulu Dere, Büyük Dere, Kazan Dere, Papuç Dere dams and Yeşilvadi regülatör can be seen.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Benzer Makaleler




Marmara Coğrafya Dergisi
Marmara Coğrafya Dergisi