1980 sonrası dönem, devletin sermaye ve toplum karşısındaki tutumunun neo-liberal politikalar sonucu değişmesiyle birlikte kentsel alanın hızla metalaştığı, toplumsal eşitsizliklerin artışıyla beraber kamunun parçalandığı ve toplumun kamusal bir gövde oluşturarak müzakerede bulunabilecekleri ve ‘ortak iyi’ etrafında uzlaşabilecekleri kamusal alanın tehdit altına girdiği bir dönem olmuştur. Kentsel kültür, kolektif bilincin oluşturulması ve ‘ortak iyi’ye ulaşmakla doğrudan ilişkilidir. Kentsel mekân ise kültürün yaşandığı, yeniden üretildiği bir ortamdır ve kültür, kamusal alan, kamu yararı gibi kavramlarla iç içedir. Bu çalışmada son yirmi yıl içinde dünyada pek çok kentte üretilen kültür planlarının ortaya çıkış nedenleri, amaçları, yaklaşımları ve kapsamları incelenmekte ve planlamanın “kültür” ile nitelenmesinin nasıl bir arayışın sonucu olduğu sorusuna cevap aranmaktadır. Bununla beraber kentsel mekânda kamu yararı arayışının neo-liberal tehditler karşısında toplumun bir kamusal gövde oluşturabilmesinde ne derece etkin olduğu sorgulanmaktadır.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|