Görüntüleme
97
İndirme
37
Feminizm; kadınların erkekler ile aynı hak, statü ve özgürlük içinde yaşamasını savunan bir yaklaşımdır. Ataerkil düzenin kadını sürüklediği içkinlikle mücadele eden feministler, toplumsal cinsiyet sorunsalına çözüm aramak için çeşitli kuramlardan da yararlanmışlardır. Temelde erkek-kadın eşitliğini savunan feminist yaklaşım özel ve kamusal alanda kadının uğradığı haksızlıkları cesur bir şekilde ifade etmiştir. Bu çalışmada Yusuf Atılgan’ın “Evdeki” öyküsü toplumsal cinsiyet sorunsalı ile tartışılacaktır. Toplumsal cinsiyetin kadına yüklediği sorumluklar, kadının özel alana hapsedilmesi, eğitim hakkından yoksun bırakılması ve ataerkil düzen tarafından inşa edilmiş bir yaşama kıstırılması bu yazının konusudur.
Feminism is a approach that advocates that women live in the same rights, status and freedom as men. The feminists who struggle with the drunkeness that the atherical order pulls the woman, have also taken advantage of various theories to find solutions to the social gender problem. The feminist approach, which mainly defends male and female equality, has boldly expressed the injustices that women suffer in the private and public sphere. In this study, the story of Yusuf Atılgan "in the house" will be discussed with the social gender problem. The responsibilities of social gender on the woman, the imprisonment of the woman in a private space, the deprivation of the right to education and the incitement of a life built by the paternal order are the subject of this article.
Alan : Filoloji
Dergi Türü : Ulusal
Makale Detay 
Benzer Makaleler
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley