Hanefî düşüncede, hakîkat-mecaz ilişkisinin kavranış biçimine etkisi bakımından ma’nen ittisâl-sûreten ittisâl ayrımı belirleyici bir işleve sahiptir. Mâ’nen ittisal (amaçsal ilişki) tabiriyle, iki farklı hukukî düzenlemenin ortak bir amaç için sevk edilmiş olmaları; sûreten ittisal (biçimsel ilişki) tabiriyle de hüküm/ma’lûl-illet ve hüküm/müsebbeb-sebep ilişkisi kastedilmektedir. İki farklı hukukî düzenleme arasında amaçsal bir ilişkinin varlığı halinde, hakîkat anlamlarıyla her iki düzenlemeyi ifade eden lafızların mecaz yoluyla diğerini ifade etmek üzere kullanımı söz konusudur. Benzer şekilde, hüküm-illet ilişkisinde illeti temsil eden lafzın mecaz yoluyla hükmü ifade etmek üzere kullanımı söz konusu olabileceği gibi hükmü temsil eden lafzın da illeti ifade etmek üzere kullanımı söz konusudur. Hüküm-sebep ilişkisinde ise, hakîkat anlamıyla sebebi temsil eden lafzın mecaz yoluyla hükmü ifade etmek üzere kullanılabilmesine karşılık hükmü temsil eden lafzın sebebi ifade etmek üzere kullanımı söz konusu değildir. Son olarak hanefî düşüncede, hakîkat-mecaz ilişkisinin kavranış biçimi ile hanefî kıyas teorisi arasında bir tutarlılık olduğu tespit edilebilmektedir.
Alan : Filoloji; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|