Havuç ve sopa yaklaşımı, Uluslararası İlişkiler Disiplininde realistlerin sert gücü açıklarken kullandıkları bir yaklaşımdır. Sert güç sahibi aktörler, diğer aktörlere istediklerini yaptırmak için havuç ve sopa yaklaşımını kullanmaktadırlar. Buna göre diğer devletler söz konusu devletin istediklerini yaptıklarına ödüllendirilirken yapmak istemedikleri şeyleri ceza yöntemiyle yaptırmaya çalışmaktadır. Avrupa Birliği de üçüncü devletlere karşı bu yaklaşımı uygulayan aktörlerden biridir. AB, bu yaklaşımla istediklerini diğer devletlere ödül ya da ceza yöntemiyle yaptırmaktadır. AB’nin bu yaklaşımı uyguladığı devletlerden biri de Türkiye olmuştur. AB Türkiye ile 3 Ekim 2005’te müzakere sürecine başlarken (havuç), 2006 yılında Kıbrıs ile yaşanan problemden dolayı Avrupa Komisyonu sekiz başlıkta müzakereleri askıya almıştır (sopa). Ancak son zamanlarda iki taraf arasında yaşanan gelişmelerden sonra AB’nin uyguladığı havuç ve sopa politikası ters tepmeye başlamış ve AB, bu politika çerçevesinde Türkiye’ye istediklerini yaptıramamıştır. Bu çalışma havuç ve sopa yaklaşımı çerçevesinde müzakere sürecindeki Pozitif Gündem ve Kıbrıs sorunu gibi bazı olayları ele alarak Türkiye-AB ilişkilerini inceleyecektir. Bu çerçevede söz konusu yaklaşımın neden işlemediği ve Türkiye-AB ilişkilerinin nereye gideceğini analiz etmeye çalışacaktır.
Alan : Filoloji; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|