Bu çalışmada Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2014 yılında yalan tanıklık suçu ile ilgili verdiği bir kararın analizi ile beraber yalan tanıklık suçunun incelemesi yapılmıştır. Birinci bölümde, karara konu olay izah edildikten sonra hangi yargı merciinin ne yönde karar verdiği açıklanmıştır. Bu şekilde mercilerin olayı çözüm tarzları ve çözülmesi gereken hukuki sorun belirlenmiştir. İkinci bölümde yargı kararları ve karşılaştırmalı hukuktaki düzenlemeler ışığında yalan tanıklık suçunun incelemesi yapılmıştır. Üçüncü bölümde ise karar metninde bulunmayan fakat olay dahilinde çözülmesi gereken hukuki sorunlar hakkında değerlendirilmede bulunulmuş, yargı mercilerin birtakım görüşleri eleştirilmiştir. Manevi unsur hakkında değerlendirme yapılırken yalan tanık beyanları hakkındaki psikolojik araştırmalardan faydalanılmış, kusurluluk başlığında ise kişinin kendini suçlamaya zorlanamayacağını ifade eden nemo tenetur ilkesi, istenemezlik ilkesi çerçevesinde irdelenmiştir.
This study was conducted along with the analysis of a decision of the General Assembly of the Criminal Court in 2014 concerning a false witness crime. In the first section, the judgment is explained after the case was explained which judgment has decided in which direction. In this way, the laws have determined the ways and legal issues to be solved. In the second chapter, the court rulings and the provisions of the comparative law are based on the investigation of the false witness crime. In the third part, the judgment has been criticized by a number of judgments on the legal issues that are not in the text of the judgment but must be resolved within the case. The principle of nemo tenetour, which is benefited from the psychological research on false testimony statements while assessing the spiritual element, and in the title of defect the person cannot be forced to blame himself, is drawn into the framework of the principle of unwantedness.
Alan : Hukuk
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|