Asırlar boyunca önemli bir liman kenti olan İzmir, ticari hacmi ve nüfusu arttıkça daha fazla sağlık sorunları ile karşılaşmıştır. Yabancıların sık sık uğradığı bu kent, onlar tarafından taşınan birçok salgın ve bulaşıcı hastalığa maruz kalmıştır. Bu durum, hastalıklarla mücadele edebilmek için sağlık kurumlarının inşa edilmesini gerekli kılmıştır. Bu kozmopolit kentte, sağlık hizmetlerini üstlenen kurumlar da ilk olarak gayrimüslimler tarafından inşa edilmiştir. Buna karşın Türkler; ancak, 19. yüzyılda kendi hastanelerini açmak için girişimde bulunmuştur. İster Türklere ait olsun ister gayrimüslimlere, kentteki tüm hastaneler, başta kendi toplulukları olmak üzere, her milletten hastalara kapılarını açmıştır. Hastanelerden birçoğu, 1922 yılındaki büyük yangından zarar görerek faaliyetlerine son vermişler ve Cumhuriyet Dönemi’ni görememişlerdir.
During the centuries, Izmir, a major port city, has faced more health problems as its commercial volume and population increases. This city where foreigners frequently visit, has been exposed to many epidemic and infectious diseases that are transferred by them. This has made it necessary to build health institutions to fight diseases. In this cosmopolitan city, the institutions that take care of health services were also first built by non-Muslims. However, the Turks, however, attempted to open their own hospitals in the 19th century. Whether it belongs to the Turks or to the non-Muslims, all hospitals in the city have opened their doors to patients from every nation, including their own communities. Many of the hospitals were damaged by the massive fire in 1922 and they did not see the Republic Period.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|