Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 25
 İndirme 6
Nicholas Of Cusa’da Tanrı Hakkında Konuşmanın İmkânı
2022
Dergi:  
Hitit İlahiyat Dergisi
Yazar:  
Özet:

Bu çalışmanın amacı, 15. yy.’ın en önemli filozoflarından sayılan Nicholas of Cusa’nın din dili anlayışı ve özellikle Tanrı hakkında ne türden tanımlamaların yapılabileceği konusundaki görüşlerini incelemektir. Batı’da Cusa’nın felsefesi hakkında yapılan çalışmalardan ortaya çıkan literatürün zenginliği karşısında ülkemizde yapılan çalışmaların oldukça sınırlı düzeyde kaldığı söylenebilir. Oysa içinde bulunduğu dönem itibariyle, Orta Çağ ile Rönesans arasında bir geçiş döneminin niteliklerini üzerinde taşıyan Cusa’nın görüşleri, bu iki dönemin etkilerini barındırması ve onların daha doğru bir şekilde anlaşılması açısından incelenmeye değerdir. Nitekim Cusa, Skolastik bilim ve teoloji eğitimi almış olmasına karşın henüz akademik kariyerinin başında Avrupa’da ortaya çıkmaya başlayan yeni dünya kültürünün belirtilerini görmüş, hümanizm temelli daha özgürlükçü bir düşünce ortamına geçişin imkânlarını araştırmıştır. Onun ortaya koymuş olduğu ve Skolastik felsefeden oldukça farklı olan düşünce sistemi, felsefi alt yapısını Platon’dan, konularını teolojiden, yöntemini ise insanın bilişsel yapısına odaklanmak suretiyle elde ettiği diyalektik metottan almıştır. Bu itibarla, Platoncu felsefe geleneğini sürdüren önemli isimlerden birisi olarak kabul edilen Cusa, Platonculukla Yeni Platonculuğun arasını net bir şekilde ayıran bir sınır çizmesi açısından önemli bir figür olarak değerlendirilebilir. Matematiksel yöntemi felsefesine etkili bir şekilde uygulayan Cusa, İsa merkezli bir ontoloji ve epistemoloji oluşturmaya ve Hıristiyanlığın temel inanç esaslarını bu temelde yorumlamaya çalışmıştır. Cusa’ya göre, temel vasfı birlik ve basitlik olan Tanrı’nın, şeylerdeki çokluk yoluyla anlaşılması mümkün değildir. Tanrı, şeylerden hareketle elde edilen akli bir soyutlama ile anlaşılamaz. Dolayısıyla Cusa’da Tanrı hakkında konuşma meselesi, Tanrı’nın bu sonsuzluğu karşısında insanın kognitif yetisinin imkânlarının araştırılmasına dayanır. Bu anlamda Cusa felsefesi, gerek Tanrı’nın birliğini gerekse de âlemin gerçekliğini ve Tanrıdanlığını realist bir temelde gören ve bu görü doğrultusunda bir dil inşa etmeye çabalayan diyalektik bir sistem olarak değerlendirilmelidir. Bu diyalektiğin dildeki tezahürü, zihin kavramının öne çıkarılarak Tanrısal zihnin şeyler üzerindeki ontolojik kaynaklığı fikri üzerinden serimlenir. İlk aşama olarak temsilî dil düzeyinde gerçekleştirilen bu çabanın yetersizliği fikrî, felsefî ve tecrübî olarak ortaya konulduktan sonra ikinci aşamada bunun antitezi olarak zihnin manevi bir arınma ve bütün olumlayıcı bilgi iddialarından uzaklaşması anlamında mistik nitelikte bir idrakî çaba belirlenir. Yani Platoncu ontolojiden aldığı esinle öncelikle fenomenler düzeyinde bir varlık kavrayışını matematikten elde ettiği oransallık fikri üzerinden inşa etmeye çalışarak temsilî bir dil istihdamına yönelen Cusa, bu noktada elde ettiği şeyin, kendisinin “Cehaletin Tahsili” (de docta ignorantia) diye adlandırdığı, Tanrı hakkında sahip olabileceğimiz yegane bilginin, onun bilinemeyecek olması şeklindeki görüşüne ulaşır. Böylece farklı bir idrak seviyesinde Tanrı’yı bütün tanımlamalardan berî kılmayı hedefleyen bir tenzih fikri ve bu fikir doğrultusunda bir dil inşası çabası ortaya çıkar. Bu noktada, Cusa’ya göre insanî idrak, sonsuz ve mutlak olana ancak bu şekilde bir tenzih fikri ile temas edebilir. İfade etmemiz gerekir ki, Cusa felsefesiyle ilgili olarak özellikle ülkemizde yapılmış olan çalışmalarda, onun felsefi öğretisinin salt negatif bir teoloji ve bu teolojik görüş doğrultusunda ortaya konulan tenzihî bir dile dayandığı iddia edilmektedir. Oysa, biz bu çalışmada, Cusa’nın gerek olumlayıcı (temsil) gerekse olumsuzlayıcı (tenzih) dil kullanımlarını birer ön aşama olarak değerlendirdiğini, kullanmış olduğu diyalektik yöntemin bir gereği olarak önerdiği ve bu iki yolu adeta Tanrı’nın Kelimesi olarak İsa’nın şahsında birleştiren üçüncü yol olarak teşbihî dili kullandığını iddia etmekteyiz. Cusa’nın din dili kullanımında çoğunlukla gözden kaçırılan bu husus, Tanrı hakkında konuşmanın, çıkarımsal aklın bir ürünü olarak değerlendirilebilecek birtakım önermeler yoluyla değil, tecrübî bir yaşantı sonucunda ulaşılan idrakî bir yükselme ile dilin bilindik kullanımlarını aşan bir şekilde mümkün olabileceği düşüncesine dayanır. Cusa’nın bu noktada paradoksal dili bütün imkânlarıyla kullanmaya çalıştığı ve bu açıdan oldukça işlevsel ve çok boyutlu bir dil kullanımı önerdiği görülmektedir. Son olarak, çalışmamızın, bir uyum filozofu olarak tanımlanabilecek olan Nicholas of Cusa’nın görüşleriyle özellikle Platoncu felsefenin etkisiyle İslam düşüncesi içerisinde ortaya çıkmış bulunan felsefî ve tasavvufî birtakım şahıs ve ekollerin görüşleri arasında yapılacak karşılaştırmaların anlamlı sonuçlar ortaya çıkarabileceği ve bu konuda bir farkındalık oluşturabileceğini düşünüyoruz.

Anahtar Kelimeler:

Null
2022
Yazar:  
The Possibility Of Talking About God In Nicholas Of Cusa
2022
Yazar:  
Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler










Hitit İlahiyat Dergisi

Alan :   İlahiyat

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 621
Atıf : 1.692
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini