Üretimden tüketime kadar tüm süreçlerde yer alan maliyet zinciri incelendiğinde, lojistik maliyetlerin önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Bu maliyetlerin büyük bir çoğunluğunun, ürünün nihai kullanıcısı olan müşteri için herhangi bir katma değeri olmadığı da bir gerçektir. İşte bu noktada lojistik süreçlerin kontrol altına alınması ve maliyet etkinlik yönünden çok iyi yönetilmesi önem arz etmektedir. Çünkü ürün ve pazarın artık iç içe girdiği küreselleşen dünyada işletmelerin, karlılık için göz önünde bulundurabilecekleri alanlar gitgide kısıtlanmaktadır. Benzer işkollarında kullanılan hammadde fiyatları da üretim süreçlerinde kullanılan her türlü ekipman da maliyet açısından birbirine çok yaklaşmış durumdadır. Bu durum işletmeler açısından ya kar marjını düşürmek ve rekabet avantajını kaybetmek ya da tüm süreçlerde yapılabilecek tüm iyileştirmeleri yaparak maliyetleri düşürmek anlamına gelecektir. Lojistik fonksiyon sahaları arasında müşteri için tamamen önemsiz olan ve aldığı ürüne katma değeri görülmeyen önemli bir maliyet kalemi olan depolama faaliyetleri de bu kapsamda değerlendirilmeli ve depolama ile ilgili süreçlerde maliyet etkinlik yaklaşımları benimsenmelidir. Çalışmada çok kriterli karar verme tekniklerinden olan ağırlıklı çarpım ve ağırlıklı toplam teknikleri, depolama alanı seçimi konusunda aynı kriterler ele alınarak uygulanmış ve sonuçları karşılaştırılmıştır.
When we look at the cost chain in all processes from production to consumption, logistics costs appear to have a significant place. It is also a fact that the vast majority of these costs do not have any added value for the customer who is the final user of the product. It is at this point that logistics processes are controlled and well managed in terms of cost efficiency. Because in the globalized world in which products and markets are now interdependent, the areas that
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|