Sanayi devrimiyle başlayan küreselleşme, ülkelerin gelişmişlik düzeylerindeki farklılığı görünür şekilde artırmıştır. Gelişmişlik seviyelerinin farklılaşmasına bağlı olarak her dönem farklı yapıların etkin olduğu süreçler yaşanmıştır. Gelişmenin ilk evresinde fiziki unsurlar etkin iken özellikle ikinci küreselleşme evresi ile birlikte beşeri unsurlarının hâkim olduğu bir süreç yaşanmıştır. Fiziki ve beşeri unsurları kalkınmada etkin olarak kullanan devlet dışında kurum ve kuruluşlarda gelişme için çaba sarf etmiştir. Bu kuruluşlardan biri de sivil toplum kuruluşlarıdır. Sivil toplum kuruluşları, iktisadi, sosyo-kültürel, bireysel gibi temel işlevlerinin olmasından dolayı kalkınma politikalarında yararlanılması gereken önemli kuruluşlardır. Bu çalışmada sosyo-ekonomik
Globalization, which began with the industrial revolution, has significantly increased the differences in countries’ level of development. Depending on the differentiation of the level of development, each period has experienced processes in which different structures are effective. In the first phase of development, the physical elements are active, especially in the second phase of globalization, a process in which human elements dominate. Physical and human elements have been effectively used in development in institutions and organizations outside the state. One of these organizations is the civil society. Civil society organizations are important organizations that must be benefited in development policies because of their fundamental functions, such as economic, socio-cultural, individual. The socio-economic work
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|