1978 sonrası, Çin’in dışa açılma ve reformlar süreci ve sonrası gelişmesi son yıllarda çalışılagelen önemli konular arasında yer almaktadır. Dünya çapında politikaya yön veren önemli kurum ve kuruluşlar Çin’deki gelişmeleri yakından takip etmekte, ekonomi devi haline gelen Çin’in başarısının ardındaki faktörlere odaklanılmaktadır. Bu çalışmada, Çin’in gelişimin yalnızca ucuz iş gücü ve sonucunda ortaya çıkan ihracata değil aynı zamanda yetiştirdiği kaliteli beşeri sermayeye dayandığı ortaya konulmaktadır. Çin’deki gelişimin en önemli bileşenlerinden birinin beşeri sermayedir. Burada ana savunu Çin kalkınmasının cehaletin kısır döngüsünün kırılmasıyla sürdürülebilir hale geldiğidir. Bilgi, iletişim ve teknoloji çağında kompleks üretim yapmayan ülkeler için kalkınma da büyüme de sürdürülebilir olmayacaktır. Bu noktada Çin, ucuz emek arzının düşürdüğü maliyetle bir yandan emek yoğun ürün ihracatı ile büyümesini gerçekleştirirken, diğer yandan, yurtdışında ve ülke içinde yüksek kaliteli eğitime sahip beşeri sermayesi ile ülkenin gelişimini ciddi biçimde desteklemiş ve kapasitesini artırmıştır. Çin’in beşeri sermayesini geliştirmesini mümkün kılan politikalar, süreçte kullanılan öne çıkan faktörler tartışılmış, kalkınma literatüründe Nurkse’ün meşhur yoksulluğun kısır döngüsü ile bilgi çağında cehaletin kısır döngüsü analojisi üzerinden alternatif bir kalkınma yaklaşımı ortaya konulmuştur.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|