Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 13
 Görüntüleme 176
 İndirme 79
Tefsirde İsrâiliyyâta Dair Bazı Tespit ve İddiaların Değerlendirilmesi
2019
Dergi:  
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
Yazar:  
Özet:

İslâmî ilimlerin hemen her çeşidinde görülen isrâiliyyât rivayetleri erken dönemlerden beri tefsir kaynaklarında da yer almıştır. Kur’an’ın açıklanması sürecinde kullanılan bu rivayetler klasik dönemde bazı müfessirler tarafından sorunlu görülüp tenkit edilmiştir. Klasik dönemde nispeten geç bir zaman dilimine tekabül etse de isrâiliyyât rivayetleri karşısında nasıl bir tavır takınılacağı konusunda bir yöntem geliştirilmeye çalışılmıştır. Klasik dönemde isrâiliyâta yönelik bu metodolojik ilgi, çağdaş dönemde daha da artmış batılı olsun doğulu olsun birçok araştırmacının konuyla ilgili çalışma yapmasında etkili olmuştur. Günümüzdeki araştırmalarda isrâiliyyâtın tanımı, kaynağı, İslâmî ilimlerde yayılışı, kullanılış amacı, tarihi süreçte onlara karşı geliştirilen olumlu-olumsuz tavırların seyri gibi hususlarda önemli sonuçlara ulaşılmıştır. Fakat bu dönemde ortaya konulan bazı tespit ve tahliller, konuyla ilgili farklı durumlar dikkate alındığında yeniden tartışmayı hak etmektedir. Buna göre makalede; tefsirde isrâiliyyâtın nasıl tanımlanabileceği, isrâiliyyât eleştirilerinin ne zaman başladığı, tefsirde doğrudan Kitâb-ı Mukaddes’e başvuran ilk müfessirin Bikâî (ö. 885/1480) olup olmadığı gibi bir dizi problem ilgili kaynaklar taranarak ele alınacaktır. Özet: İsrâiliyyât rivayetleri erken dönemlerden itibaren tefsirlerde bir bilgi kaynağı olarak kullanılmıştır. İslâm dininin temel kaynaklarından biri olan Kur’an’ın çeşitli tefsirlerinde nakledilen bu rivayetler yine erken dönemden beri bazı müfessirlerin metodolojik ilgilerine konu olmuştur. Bu ilgi çağdaş dönemde de devam etmiş, gerek batılı gerekse de doğulu birçok araştırmacı isrâiliyyât hakkında çalışmalar yapmıştır. Konu hakkındaki çalışmalarda yer alan bazı tespit, tahlil ve iddialar bu makalede yeniden değerlendirilecektir. Bunlardan ilki isrâiliyyâtın tanımı sorunudur. Çağdaş araştırmalarda, tüm kaynaklarda görülen isrâiliyyât için kuşatıcı tanımlar yapılmaktadır. Bu tanımlar, her bir alanın kaynaklarında farklı amaçlarla dikkate alınan, taşıdığı bilgi değeri ve ihtiva ettiği konular farklılaşan isrâiliyyâtın dakik bir şekilde tanımlanmasına engel olmakta ve ilgili alanlardaki bazı yönlerinin göz ardı edilmesine sebebiyet vermektedir. Tanımlarda isrâiliyyâtın büyük oranda Ehl-i kitaptan öğrenildiği, İslâm sonrasında yaygınlaştığı, halifeler, hanedanlar ve mehdi hakkındaki rivayetleri de kapsadığı ifade edilmektedir. Diğer bir husus da bunların uydurulmuş ya da mitolojik karakterde olduğunun vurgulanmasıdır. Klasik tefsirlerde isrâiliyyât daha ziyade Ehl-i kitap tarihiyle ya da onların bilgi sahibi oldukları konularla ilgili görülmüştür. Arapların atalarıyla ilgili rivayetlerin isrâiliyyât olarak nitelendirilmesi ise çağdaş döneme aittir. Eğer bazı isrâiliyyât Arapların kendi tarihleriyle ilgiliyse kaynakları da Arapların kendi tarihsel-kültürel hafızaları olmalıdır. Bununla birlikte Kur’an kıssalarının hemen hepsi şöyle ya da böyle nüzûl dönemi öncesinde bilindiği ve Ehl-i kitapla ilişkiler İslâm öncesinde çok eskilere dayandığı için bu rivayetlerin İslâm sonrasında yaygınlaştığı iddiası revize edilmelidir. Bazı isrâiliyyâtın efsanevi niteliğini öne çıkarıp tümünü red gerekçesi yapmak da problemlidir. Böylesi vurgular rivayetlerin tefsirlerdeki işlevlerinin de gözden kaçırılmasına önayak olmaktadır. İsrâiliyyât tefsirlerde ı) kıssalardaki müphem lafızları tefsir etmek, ıı) Ehl-i kitaba karşı istişhadda bulunmak ve ııı) tergîb-terhîb maksadıyla kullanılmıştır. Bu rivayetler, Kur’an ve sahih sünnetin yanı sıra tarih, dinler tarihi ve arkeoloji gibi alanların verileri tarafından açıkça yanlışlanmadığı sürece tefsirlerde kaynak olarak kullanılabilir. İsrâiliyyât eleştirilerinin ilk olarak İbnü’l-Arabî (ö. 543/148) ya da İbn Atıyye (ö. 541/1147)  gibi müfessirlerde görüldüğü ileri sürülmektedir. Ancak Mâtürîdî (ö. 333/944), Mâverdî (ö. 450/1058) ya da Tûsî (ö. 460/1067) gibi daha erken müfessirlerin tefsirlerinde de isrâiliyyât eleştirisi görülmektedir. Sonrakiler gibi eleştirilerinde onların açıkça isrâiliyyât terimini kullanması şart değildir. Eğer onların eleştiri yönelttiği rivayetler ve eleştiri gerekçeleri sonraki müfessirlerin eleştirileriyle aynıysa, isrâiliyyât eleştirisini hicri IV. asra kadar geri götürmek gerekir. Çağdaş dönemde katı isrâiliyyât eleştirisinin öncüsü görülen Abduh’un (ö. 1905) bu eleştiride esas aldığı kriterlerden biri olan “kıssadaki anlatımın yeterli olduğu, müphem bırakılanlarla meşguliyetin gereksizliği, kıssadaki ibret ve hikmete odaklanmak gerektiği” anlayışı klasik dönem müfessirler için de geçerlidir. Bu anlayışa sahip olan Taberî (ö. 310/923), Mâtürîdî, Râzî (ö. 606/1210) ve Ebû Hayyân (ö. 745/1344) gibi müfessirler, isrâiliyyâta yer verseler bile bu rivayetler karşısında “onların kesinlik içermediği, bağlayıcı ya da gerekli olmadığı” şeklinde bir farkındalığa sahip olmuşlardır. Klasik dönemde böylesi bir farkındalığın sebeplerinden biri olan kıssadaki anlatımın yeterli olduğu anlayışı, çağdaş dönemde katı bir reddedişe dönüşmüş gözükmektedir. Diğer bir mesele klasik dönemde Kitâb-ı Mukaddes’ten sistematik olarak tefsirde yararlanan ilk müfessirin Bikâî (ö. 885/1480) olduğu iddiasıdır. Ancak Bikâî öncesinde Deylemî’nin (ö. 593/1197) de tefsirde Eski Ahit’i sistematik olarak kullandığı görülmektedir. O kendi dönemindeki Tevrat’tan iki şekilde yararlanmaktadır. O ya doğrudan Tevrat tercümesinden ya da Arapça harflerle yazılan İbrânîce metinden alıntı yapmaktadır. Tevrat’ı tefsirinde kaynak olarak kullanan diğer bir müfessir ise Safedî’dir (ö. 696/1296). O da Tevrat’tan sistematik olarak yaptığı alıntılarla tefsirini zenginleştirmektedir. O halde klasik dönemde Kitâb-ı Mukaddes’in tefsir kaynağı olarak kullanılışı Bikâî ile başlatılmamalıdır. Klasik dönemde önde gelen müfessirlerin doğrudan Kitâb-ı Mukaddes’i kullanmamalarının nedeni hakkında onu muharref kabul ettikleri ve seleften rivayet edilen isrâiliyyâtı daha güvenilir buldukları iddia edilmektedir. Hâlbuki seleften şifahî olarak nakledilen isrâiliyyâtın da önemli bir kısmının başta apokrif metinler olmak üzere yazılı kaynaklara dayandığı bilinmektedir. Haliyle seleften şifahi olarak nakledilen isrâiliyyât da Kitâb-ı Mukaddes gibi mevsukiyet sorunu taşımaktadır. Bu durum klasik müfessirlerin tutarsız bir tavır takındıklarını ileri sürmeye imkân vermektedir. Ancak klasik müfessirlerin bu rivayetleri zaman zaman eleştirmeleri ve onların kesin bilgi ifade etmediği ve bağlayıcı olmadığı yönündeki tavırlarını dikkate aldığımızda muhtemel tutarsızlık sorunu ortadan kalkar. Dolayısıyla onların nazarında bu rivayetlerin seleften isnadlı bir şekilde güvenilir ravilerden nakledilmeleri, her zaman kabul edilip benimsenmelerinde yeterli bir sebep olarak görülmemiştir.

Anahtar Kelimeler:

There Are Some Evidence and Evidence In Israel.
2019
Yazar:  
Özet:

The Islamic Qur’an has been revealed in every verse of the Qur’an in the first verse of the Qur’an. The revelation of the Qur’an has been used in the classical period and has been questioned by some inspectors. In the classical period it corresponds to a relatively late period of time, but it has been tried to develop a method of how to act against the Israeli rivates. This methodological interest in Israel in the classical period has been more effective in the study of the subject by many researchers, both west and east, which have increased in the modern period. Today’s research has achieved important results in aspects such as the definition, source, spread in Islamic sciences, purpose of use, the course of positive and negative attitudes developed against them in the historical process. But some of the findings and assessments revealed during this period deserve to be discussed again, taking into account the different circumstances related to the subject. In the first verse of the Qur’an, the first verse of the Qur’an was revealed, and the first verse of the Qur’an was revealed, and the first verse of the Qur’an was revealed. 885/1480) A series of problems will be addressed by scanning related sources. The Qur’an says that the Qur’an was used as a source of knowledge from the early days of Israel. These rivers translated in various interpretations of the Qur’an, one of the main sources of Islamic religion, have again been the subject of the methodological interests of some professors since the early period. This interest continued in the contemporary period, and many western and eastern researchers have done studies on Israel. Some of the findings, assessments and claims included in the study on the subject will be re-evaluated in this article. This is the first question of the Islamic State. In contemporary research, circular definitions are made for Israeliity seen in all sources. These definitions prevent the momental identification of the israelihood that differs from the value of the information and the subjects it contains, which is taken into account for different purposes in the sources of each area, and cause some aspects in the relevant areas to be neglected. In the definitions of the Israeli religion is learned from the Book of the Ehl-i, which is spread after Islam, which includes the righteousness of the Khalifa, the dynasty and the Mehdi. Another point is to emphasize that they are invented or in mythological character. In the classical interpretations, Israeliity is more related to the history of the Ehl-i book or the subjects they know. The Arabs are the ancestors of Israel, and the Arabs are the ancestors of Israel. If some Israelis are concerned with Arabs’ own history, their sources should also be Arabs’ own historical and cultural memories. However, the claim that the Qur’an shots are almost all known before this or that period of Nûl and that the relations with the Ehl-i Book were based on the very old before Islam, should be revised that these righteousness spread after Islam. It is also difficult to highlight the legendary nature of some of Israelis and make them all red reasons. This is the reason for the righteousness of the righteous in the righteous. The Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an. These riviates can be used as a source in the interpretations, unless clearly misleading by data of fields such as history, religion history and archaeology, as well as the Quran and authentic synthesis. The first of them was Israel, and the first of them was Israel. 543/148) or the Ibn Atya. 541/1147) is the case of the authorities. But only the wicked. 333 / 944) and the 450/1058) or Tûsi. 460/1067) is also seen in the interpretations of earlier inspectors as the criticism of Israel. They do not need to use the term Israeliity clearly in their criticisms as they follow. If the rivies and the reasons they criticize are the same as the criticisms of the subsequent inspectors, the criticism of the Israeliity is Hicri IV. You need to take it back to the easter. In the early days of the Islamic State, the Islamic State was the first of the Islamic State (the Islamic State). In 1905, one of the criteria it was based on this criticism, the concept that "the narrative in the classical period is sufficient, the unnecessary occupation with those left off, the focus on the story and wisdom in the classical period" also applies to the classical period teachers. The one who has this understanding. 923 and [therefore] is the worship of the Lord. 606/1210 and Abû Hayyân. The inspectors, such as 745/1344, even if they are in Israel, have had a consciousness in the face of these rivies that “there is no certainty, binding or unnecessary.” The understanding that the short story, which is one of the reasons for such a consciousness in the classical period, is sufficient, appears to have turned into a firm rejection in the modern period. One of the most important issues in the classical period is the first one who used the Book of the Most Systematic (McDs) to interpret the Book of the Most Systematic (McDs). It is claimed to be 885/1480. But before it, it was the In 593/1197, the Old Testament was used in a systematic manner. He uses two ways of the Tevrat in his time. He either quotes from the Arabic translation or from the Arabic text written in Arabic letters. The other one who uses the Torah as a source in his interpretation is the Safedi. 696 and 1296). He also enrichs his interpretation with his systematic quotes from the Tevrat. Therefore, in the classical period, the use of the Book as a source of interpretation should not be begun with the Bika. In the classical period, it is claimed that the leading inspectors did not use the Book directly on the reason they accepted it as a muharref and found it more reliable to the righteousness of the predecessor. It is also known that a large part of the Israeli translation is based on written sources, such as apocryphic texts. As a result of this, it is clear that the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an. This makes it possible for the classical inspectors to predict that they have an incoherent attitude. However, when classical inspectors sometimes criticize these righteousness and consider their attitudes that they do not express accurate information and are not binding, the problem of possible incoherence disappears. Therefore, the transfer of these riviets in their presence from reliable riviets in a reasonable manner from the predecessor has not always been seen as a sufficient reason for their acceptance and adoption.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Benzer Makaleler






Cumhuriyet İlahiyat Dergisi

Alan :   İlahiyat

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 1.205
Atıf : 2.516
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini