Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 21
 İndirme 4
Kierkegaard’ın İman Anlayışında Meister Eckhart Düşüncesinin Etkisi
2022
Dergi:  
Hitit İlahiyat Dergisi
Yazar:  
Özet:

Erken modern felsefenin önemli düşünürlerinden Søren Kierkegaard’ın düşünce tarihinde pek çok açıdan ele alınmış olan iman ve akıl ilişkisi problemine dair görüşlerini incelemek ve söz konusu görüşlerinin hangi açılardan geç Orta Çağ düşünürü Meister Ekchart’tan etkilendiğini irdelemek ve iki düşünürün söz konusu meseledeki görüşlerini karşılaştırmak bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu anlamda Geç Orta Çağ’ın önemli teolog, vaiz ve mistik düşünürü Meister Eckhart, çağının geleneksel dinsel görüşlerinden farklı bir anlayış geliştirmiş ve iman anlayışı başta olmak üzere felsefî düşüncelerini soyutlanma (abgeschiedenheit) kavramını merkeze alarak temellendirmiştir. Eckhart’a göre kişinin Tanrı ile kuracağı ilişki, oldukça içsel ve özneldir. Bununla birlikte düşünürün iman anlayışı insanın akıl (intellectus) ve iradeden (voluntas) kurtulmasına, kendisini her şeyden kurtararak boşaltmasına dayanmaktadır. Çünkü Eckhart’a göre insan ancak kendisini her şeyden soyutladığı zaman mistik bir tecrübe yoluyla Tanrı’yla birleşebilir. Dolayısıyla Eckhart’ın iman anlayışının dönemin Hıristiyan teolojisi bağlamında özgün ve öznel olduğu yorumu yapılabilir. Düşünür zamanının hâkim klasik Hıristiyanlık anlayışına ve kurumsallaşmış dine karşı çıkmış, kişinin Tanrı’yla olan ilişkisini özel bir tecrübe vasıtasıyla ele almıştır. Eckhart, aklın Tanrı’yı anlamada yanıltıcı olabileceğine duyduğu inançla, fideist bakış açısına sahiptir. Eckhart’a göre insan ancak her şeyi bıraktıktan ve kurtulduktan sonra Tanrı ile bir olma tecrübesine erişebilir. Bu yüzden Tanrı’yı arayan insan, yalnızca kendi akıl ve nefsine olan bağlılığından değil, dünyevi olan her şeyden kendisini çekmelidir. Çünkü düşünür, insanın tüm bağlılıklarından kurtulmasıyla ve Tanrı’nın lütfuyla Tanrı’ya benzer bir varlık olabileceğini iddia etmektedir. Bu türden bir bağlılığın, mistik ve oldukça içsel bir yapı arz ettiği açıktır. Eckhart negatif teolojiyi benimseyen bir düşünür olarak, Tanrı hakkında herhangi bir şey söylemenin imkânsız olduğunu savunur ve bu sebeple Tanrı karşısında insanın sessiz kalması gerektiğini dile getirir. Düşünüre göre Tanrı’yı bulmak yalnızca Tanrı’yı bilmek uğruna istenmelidir. Çünkü Eckhart’a göre Tanrı, kutsaması veya insana sağlayacağı iyilikler için istenirse, bu, Tanrı’yı tümüyle sevmeye engel olmaktadır. Bu sebeple Eckhart, Tanrı’yı gerçekten seven kişi için acı, keder, sevinç ve benzeri her iyi veya kötü duygunun bir olduğunu söylemektedir. Meister Eckhart’tan yaklaşık beş yüz yıl sonra, on dokuzuncu yüzyılda, Danimarka’da doğmuş düşünür Søren Kierkegaard da hocası Hans Lassen Martensen’in Eckhart hakkındaki çalışmaları sayesinde Orta Çağ Hıristiyan düşünürüne benzer bir iman anlayışı geliştirerek, çağının düşünürlerinin aksine dinî temelli bir felsefe inşa etmiştir. Kierkegaard’ın düşünce sisteminde Meister Eckhart düşüncesinin yerini anlamak için Kierkegaard’ın dinî temaları kullanarak derinleştirdiği iman anlayışını açıklamak önemli bir husustur. Kierkegaard’ın iman anlayışında tutku oldukça önemli bir konumdadır. Bu anlamda düşünür, kendi çağdaşlarını aşırı düşünen ancak tutku duymayan insanlar olarak görmektedir. Özellikle hesapçı akılla ve pragmatist kaygılarla hareket eden insan topluluğu, Kierkegaard’ın eleştirilerinin hedefindedir. Kierkegaard tutku kavramına önem vermektedir çünkü düşünürün sırasıyla estetik, etik, ve dinî evre olmak üzere varoluşun üç aşamasında tutku en son evreyi, Tanrı ile birleşmeyi ve mistik tecrübenin özünü ifade eder. Bu aşamaların ilki olan estetik evrede kişi hazlarının peşinde sürüklenmekte ve henüz bir kişi olamamaktadır. İkinci evre olan etik evresinde iyi ve kötü arasındaki fark ayırt edilmektedir ancak yine de tam bir kişi olunmamıştır. Kierkegaard’a göre insanı bir benlik haline getiren en önemli evre dinî evredir insan ancak Tanrı ile birleştiği zaman kendisi olabilir. Bu sebeple Kierkegaard’ın felsefesi Tanrı’ya içten ve tutkulu bir bağlılık ile yakından ilişkilidir. Akıl ise bu bağlamda, tutkuyu öldürdüğü için iman konusunda dışarıda bırakılmıştır. Kierkegaard bu sebeple imanın paradoksal doğasına dikkat çekmiş, tıpkı Eckhart gibi dünyevi olandan kendisini geri çeken bir tür mistik portesi çizmiş ve kurumsallaşmış dini eleştirerek son derece öznel bir din anlayışı geliştirmiştir. Yapılan bu çalışmanın amacı, Meister Eckhart’ın düşünce sisteminden etkilenen Kierkegaard’ın felsefesindeki Eckhartçı benzerlikleri ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda Meister Eckhart’ın iman anlayışı aktarılacak ardından Kierkegaard’ın iman anlayışı ortaya konacaktır. Daha sonraki bölümde de her iki düşünürün felsefelerindeki iman anlayışlarındaki ortaklıklar ve Kierkegaard’ın bu bağlamdaki Eckhart alımlaması tartışılacaktır.

Anahtar Kelimeler:

Null
2022
Yazar:  
The Influence Of Meister Eckhart's Thought On Kierkegaard's Understanding Of Faith
2022
Yazar:  
Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler






Hitit İlahiyat Dergisi

Alan :   İlahiyat

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 621
Atıf : 1.689
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini