Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 38
 İndirme 8
Metin Tenkidi ve Tahkîkin Onemi Baglaminda Nalindan Katira Donusen Bir Rivayetin Serencami
2021
Dergi:  
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
Yazar:  
Özet:

Tarihteki bir olaydan, durumdan veya şahıstan haber verdiğine göre her bir rivayetin ya da metnin hem teşekkülüne hem de bize kadar gelişine ışık tutan bir tarihi vardır ki bu tarihin aydınlatılması en az muhteva tahlili kadar önemlidir. Bunun için de bir haberin hem yer aldığı kaynağın herhangi bir dış müdahaleye maruz kalmadan müellif tarafından oluşturulduğu şekilde günümüze kadar gelip gelmediğinin tetkiki hem de rivayetin isnad-metin bütünlüğü içerisinde güvenirlik ve delalet yönüyle incelenmesi gerekmektedir. O halde metin tenkidi denilince hem kaynak eserin tahkiki/Scholarly editing hem de rivayetin isnad ve metin yönüyle sıhhat araştırmasının yapılarak şerh edilmesini kapsayan bir tenkid anlayışı/Literary Criticism (nakdu’l-isnâd ve’l-metn) akla gelmelidir. Standart bir yöntemin takip edilememesi, yetinilen nüsha sayısının azlığı ve/veya nüshaların tarih itibariyle müellife olan uzaklıkları, ticari kaygılar gibi sebeplerle görece tahkik edilerek yayımlanan pek çok klasik kaynak yeniden tahkikli neşrine ihtiyaç duyulacak kadar hatalar barındırmaktadır. Onlardan birisi de İbn Hibbân’ın (öl. 354/965) el-Mecrûhîn adlı eseridir. Güvenirliklerine göre râvîleri iki gruba ayıran ve kendi kanaatine göre zayıf gördüklerini el-Mecrûhîn isimli eserinde toplayan İbn Hibbân listenin başına Ebû Hanîfe’yi (öl. 150/767) yerleştirmiştir. Önce Sahibu’r-rey, köle çocuğu, cedelci, takiyyeci, hadis bilgisi kıt, bid’atçi ve propagandist bir Mürciî, imamlar tarafından yerilen bir râvî şeklinde Ebû Hanîfe’yi cerh etmiş ve arkasından da bu iddialarını selef alimlerden yaptığı isnadlı otuz civarında rivayetle gerekçelendirmeye çalışmıştır. Bu haberler, büyük oranda ilmî temelli olan Evzâʿî (öl. 157/774), İbn Ebî Leylâ (öl. 148/765) ve İbn Ebî Şeybe (öl. 235/849) gibi alimlerin Ebû Hanîfe ve ekolüyle olan tartışmalarından ve tenkitlerinden tamamen farklıdır. Çünkü İbn Hibbân’ın derlediği bu haberler, tamamen Ebû Hanîfe’nin şahsına ve güvenirliğine yönelik hakaret içerikli ve polemik türü rivayetlerdir. Daha sonraki dönemlere kaynaklık etmesi bakımından bu haberlerin rivayet teknikleri açısından tetkik ve tenkidinin yapılması önem arz etmektedir. Hacim ve konum itibariyle hadis ilimlerinin önemli bir kısmını oluşturan cerh-taʿdîl edebiyatının önde gelen eserlerinden el-Mecrûhîn’de yer alan bir rivayetin tarihi pek çok açıdan dikkat çekicidir. Bu rivayette Ebû Hanîfe Nu‘mân b. Sâbit b. Zûtâ b. Mâh’ın “Bir adam Allah’a yakınlaşmak maksadıyla şu katıra kulluk etse, bunda bir beis görmem” dediği aktarılmaktadır. Yaptığımız incelemeye göre bu haberin senedindeki İbn Ebî Müshir meçhûl, Mahfûz b. Ebî Sevbe şeklinde yazılan ama doğrusu Tevbe olan ravi metrûk, Ahmed b. el-Velîd el-Mahramî el-Kerhî zayıf, kaynak kişi durumundaki Yahyâ b. Hamza ise münkeru’l-hadis nitelikli kişilerden rivayetler yapan kaderî ama sika bir ravidir. Saîd b. Abdilazîz’e gelince onun haberin tehammül ve edasıyla hiçbir alakası yoktur. Ayrıca senedde inkıta da söz konusudur. Her şeyden önce konusu ve maksadı tamamen ravi incelemesi olan el-Mecrûhîn gibi bir temel eserden beklenen, içerisindeki haberlerin en azından isnad yönüyle makbul olmalarıdır. Dolayısıyla mezkûr haber, senedi itibariyle delil alınamayacak derecede zayıftır. Fesevî (öl. 277/890) gibi daha erken dönem kaynaklarında da yer alan bahis konusu haber hem sened hem de metin açısından değerlendirildiğinde, hicrî ikinci asrın ikinci yarısındaki hararetli tartışmaların başında gelen ircâ konusu etrafında Dimeşk’ta Ebû Hanîfe aleyhinde dedikodu şeklinde dolaşımda olan bir ifadenin isnad açısından semaʿa dönüşmesi ve metin yönüyle de النعل/ayakkabı-nalın kelimesinin البغل/katır’a tahvili söz konusudur. Haberin senedinin zayıf olması bir tarafa, rivayette haberin tehammül ve edasıyla hiç alakası olmayan Saîd b. Abdilazîz hem de sema sigasıyla haberin ravisi/kaynağı haline getirilmiştir. Bütün bunların müstensihlerin tashifinden ve tahrifinden kaynaklanmış olabileceğini var saymak indirgemeci ve fazla optimist bir yaklaşım olur. Ele aldığımız rivayet, ehl-i hadis ile ehl-i re’y arasındaki fikir çatışmasının rivayetlere etkisini göstermesi bakımından tipik bir örnektir. Ama tek örnek değildir.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler




Cumhuriyet İlahiyat Dergisi

Alan :   İlahiyat

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 1.205
Atıf : 2.516
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini