Ruanda soykırımı faillerinin yargılanmasında olağan mahkemeler yanında işlerlik kazandırılan Gacaca yargısı, özellikle halkın katılımına dayanan işleyişiyle Batılı liberal yargı modelinden farklı bir sistem olarak adil yargılamanın uluslararası biçimsel standartları temelinde eleştirilere tabi tutulmuştur. Bu eleştirilerde, hükümeti olağan mahkeme sistemini destekleyecek arayışlara sürüklemiş olan mevcut koşulların göz ardı edildiği görülmektedir. Bu koşullar hem devletin maddi imkânsızlıklarını hem de soykırım vahşetiyle parçalanmış sosyal dokunun yeniden inşası ihtiyacını içermekteydi. Bu eleştiriler aynı zamanda da Gacaca yargısının dayandığı değer, amaç ve mantığı temelinde sanıklara sunduğu güvenceleri ihmal etmekteydi. Gacaca geçiş süreci adaletinin sihirli bir değneği olmasa da, göz ardı edilen bu hususlar, pratiğinde ortaya çıkan sorunların Gacaca’nın Batılı liberal yargı modeline dönüştürülerek çözülmesinin hem koşullar itibariyle olanaklı olmadığını hem de Ruanda’nın soykırım sonrası ihtiyaçlarına karşılık veremeyeceğini göstermektedir. Bu durumda Gacaca pratiğinde ortaya çıkan sorunların kaynaklarının belirlenmesi ve bu şekilde gelecekteki geçiş süreci adaleti uygulamalarına yol gösterilmesi isteniyorsa, Gacaca analizinin Gacaca’nın temellerini oluşturan koşullar, amaçlar ve yapısal özellikleri arasındaki bağlantılar ile içerisinde işlediği siyasal durum esas alınarak yapılması gerekmektedir.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|