Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 3
 Görüntüleme 3.867
 İndirme 177
 Sesli Dinleme 3
Kur’an’da Anlatılan Münafık Tipolojilerinin En Belirgin Karakteristik Özellikleri -nisâ 142-143. Ayetleri Örneği-
2019
Dergi:  
Eskiyeni
Yazar:  
Özet:

Kur’an-ı Kerim’de muhataplar inançları bağlamında iman edenler ve inkâr edenler şeklinde iki kategoriye ayrıldığı, buna ek olarak iman ile inkâr arasında yer alan münafıkların da üçüncü bir inanç grubunu oluşturduğu görülmektedir. Genelde insanların özelde ümmetintehlikeli düşmanları münafıklardır. Onlar, yaşamlarının bir parçası olan aldatma eylemini bir başka renge boyamak suretiyle iletişim halinde olduğu bireyleri ve toplumu yanıltmaya çalışır. İslam’ın inşa ettiği erdemli toplumu karıştırmak için başvurdukları içe ve dışa yönelik oyunlarına, bu oyunlara ortak olanlara hem Kur’an hem de Hz. Peygamber (a.s.) dikkat çekmiştir. Bu çerçevede Nisâ 142-143. ayetleri perspektifinden münafık tipolojisinin özellikleri ortaya konmuştur.  Münafıklar, her açıdan ispat edilmiştir ki sosyal ve ekonomik statüye erişmek için arzuladıkları şeyleri inatçı bir şekilde dalgalandırmış ve harekete geçirmişlerdir. Yapmak, görmek ve işitmek istedikleri şeyleri elde etme hiyerarşisinde her yolu meşru saymışlardır. Sosyal ve kültürel faktörlerin etkisiyle Müslümanlara karşı huysuzlukları, intikamcılık duyguları, saygısızlıkları ve buna bağlı birçok olumsuz davranımları artmıştır. Sözün özü münafık insanlar,“psikolojik ihtiyaçlar dini” veya “fonksiyonel din” olarak da isimlendirilen dış güdümlü dindarlık yaklaşımını benimsemişlerdir. Bu düşüncenin odağında dinî değerler birinci derecede önemini ve anlamını yitirmiştir. Özet: İslâm dini insanları inanç bağlamında birkaç grupta toplamıştır. Bu gruplarda yer alan bireylerin inanç, mizaç ve seciyeleri, grubun zihin dünyasını inşa etmektedir. Bir başka ifadeyle Kur’an insanları iman ve ahlâk açısından mümin, kâfir ve münafık olmak üzere üç kısma ayırmış, her birinin bu değerleri benimseyip benimsememeleri bakımından farklılıklarına işaret etmiştir. Ayrıca O, bireyin sahip oldukları yaşama ilişkin bilgiler vermiş ve inanç noktasında aralarındaki derin farklılığa vurgu yapmıştır.  Kur’an’ı Mübin’e göre insanın iman ve amel bakımından erdemli oluşunu belirleyen kriteri, “iyi ve kötü”, “doğru ve yanlış”, “hak ve batıl” ayrımında onun ortaya koyduğu tavrı belirlemiştir. Birçok ayetlerde insanın inanç ve amel çerçevesinde ahlâkî değerlerine yönelik yukarıda zikri geçen bu iki zıt ayrım net olarak anlatılmaktadır. İslam toplumunun gerçekleştirdiği İslamî hayatı karıştırmak için başvurdukları içe ve dışa yönelik oyunlarına, bu oyunlara ortak olanlara hem Kur’an hem de Hz. Peygamber (a.s.) dikkat çekmiştir. Sınanmak üzere yeryüzüne gelen insanın bu süreci başarılı ve faydalı geçirmesi onun Kur’an ve sünnetin ilkelerine gösterdiği öneme ve duyarlılığına bağlıdır. Bu makalede, ilk olarak nifak kavramının kavramsal çerçevesi ele alınmış, sonra Nisâ 142-143. ayetleri bağlamında münafık tipolojisinin çerçevesi çizilmiştir.  Münafıklar, kendilerine yaptıkları telkinat ve şartlandırmayla inanç dünyalarını, oluşturdukları dar kalıpların içerisine oturtmuşlar ve bu pencereden nifak canlısı birer birey haline gelmişlerdir. Kendilerindeki bu acınacak halin sebebi ise panik savunma güdülerini harekete geçirerek kendi açılarından kârlı olacağını zannettikleri kötü bir uhrevî hayatı tercih etmeleridir. Münafıklar her açıdan ispat edilmiştir ki sosyal ve ekonomik statüye erişmek için arzuladıkları şeyleri inatçı bir şekilde dalgalandırmış ve harekete geçirmişlerdir. Yapmak, görmek ve işitmek istedikleri şeyleri elde etmek için her yolu meşru addetmişlerdir. Sosyal ve kültürel faktörlerin etkisiyle Müslümanlara karşı huysuzlukları, intikamcılık duyguları, saygısızlıkları ve buna bağlı birçok olumsuz davranımları artmıştır. Sözün özü münafık insanlar,“psikolojik ihtiyaçlar dini” veya “fonksiyonel din” olarak da isimlendirilen dış güdümlü dindarlık yaklaşımını benimsemişlerdir. Bu düşüncenin odağında dinî değerler birinci derecede önemini ve anlamını yitirmiştir. Netice olarak Kur’an’a göre nifak/münafığın, hem akîdevî (inançsal) hem de ahlâkî boyutu olan bir kavram olduğu anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi münafık kişiler daima talep eden bir kimlik hüviyetine bürünmüşlerdir. Tek taraflı düşündüğünden şahsi kazancı olmayan hiçbir işe teşebbüs etmemiş, insanları kullanışlı bir nesne olarak görmüştür. Menfaat düşkünlüğünün yakıcı sonucu olarak istemediği bir şey olduğunda, itiraz yahut tepki geldiğinde, savunmaya geçmiş, kendisine edilen hizmeti, verilen emeği, yapılan iyiliği, gösterilen hürmeti ve saygıyı çoktan unutmuştur. Münafık, kişilik açısından kendisini diğerlerinden ayıran net ve derin şahsiyet çizgilerine sahiptir. Kur’an’ın üzerinde durduğu bu karakter özellikleri ikiyüzlülük/çok yüzlülük, inanç noktasında kararsızlık (tezebzüb), korkaklık, yalancılık, kötülük ve bozgunculuğa eğilimlidir. Nifak hastalığı, kişinin düşünce ve tutumlarının toplum ile çelişmesi durumunun doğurduğu korku ve endişeden veya kişinin özel beklenti ve isteklerinden kaynaklanabilir. Bu tutumun sebebi aşırı şüphecilik de olabilir. Münafık, birtakım endişeler sebebiyle sağlıklı bir tercih yapamayacak, bunun sonucunda da hayatını başka birinin hayatına odaklı biri olarak sürdürmek durumunda kalacaktır. Buraya kadar söylediklerimizi toparlayacak olursak şunları söyleyebiliriz: Münafıklar iç dünyalarında paradoksal bir çıkmazın içindedirler. Ayrıca saygı, ahlâk ve çıkar gütmeme görünümü altında ikiyüzlülüğü bünyelerinde taşıyan ehli nifak, amacına ermek için dinin meşru saydığı değerleri hiçe sayarak yaradılışındaki hikmet ve gayeyi unutmuştur. Makalenin ana temasını oluşturan Nisâ 142-143. ayetlerinde “Allah’ı kandırmaya çalışmaları, üşenerek namaza kalkmaları, insanlara gösteriş yapmaları, Allah’ı pek az hatırlamaları ve arada bocalayıp durmaları gibi münafıkların temel özellikleri vardır. Olumsuz davranışlar ve bunların alışkanlık kazanması yahut ahlâk haline gelen negatif eylemler, bir süre sonra bireylerin, din olgusunu, hayat tarzlarını belirleyen bir özne olarak görmesinden öte onu nesneleştirmesine, araç haline getirmesine neden olabilir. Bu durumda din, her türlü dünyevî menfaatin, kapitalin, emperyal eğilimlerin aracı haline gelmiş olur. Buna karşılık riya duygusunun dışa yansımasının beş şeklinden söz eden Muhâsibî bunları beden, dış görünüş, söz, amel ve sosyal çevreyle ilişkilere dindarlık süsü verme diye sıralamaktadır. Riya çok değişik şekillerde yapılmakla birlikte, bunlarda ortak özellik, dindarlık veya dürüstlük görüntüsü altında, insanlar arasında çıkar sağlamak, şan ve şöhrete ulaşmak arzusudur. Sevmedikleri kişileri seviyormuş gibi görünen, onlara yağ çeken, öven ve böylece menfaat sağlamaya çalışan riyakârlara da bol bol rastlanır. Münafıklar, özellikle inançla ilgili doğru ve sağlam karar vermede yetersiz bir durum içerisinde kalmışlar, bazen iman tarafını, bazen de küfür yönünü tercih etmişlerdir. İnanç dünyalarını zayıf, temelsiz, kararsız ve istikrarsız düşünce kapladığından ötürüufak bir etkilenmede hemen yön değişimine giderler. Güvenilir bir esasa dayanmamış olmanın, herhangi bir düşünce ve inanç üzerinde karar kılamamış olmanın verdiği ürkek ve şaşkınca tavır, münafıkların karakterini yansıtan belirgin bir psikolojik haldir. Münafık, pek çok dinî değerin sınırlarını yoklayan/zorlayan bir tutum sergilemiş, zihinlerini ve gönüllerini vurulan ikiyüzlü zincirlerle çürütmüş, faydacılık(utulitarisme) olgusunun cazibesine kapılarak yapıntının öncüleri olmuşlardır.

Anahtar Kelimeler:

The Most Obvious Characteristics Of The Hypocritic Typologies Described In The Qur’an Are Nisa 142-143. Examples Of Signs
2019
Dergi:  
Eskiyeni
Yazar:  
Özet:

In the Qur’an, the conversations are divided into two categories in the form of those who believe and those who do not believe, and the refugees who are between faith and disbelief are also a third group of believers. Often, the people’s especially religious enemies are refugees. They try to mislead the individuals and the society in which they are communicating by painting the fraud act, which is part of their lives. The Qur’an and the Qur’an and the Qur’an and the Qur’an and the Qur’an and the Qur’an and the Qur’an and the Qur’an and the Qur’an and the Qur’an and the Qur’an. The Prophet (peace and blessings of Allah be upon him) took attention. In this framework, the verses of April 142-143 reveal the characteristics of the hypocritic typology from the perspective. The hypocrites have been proven in every way that they have continuously rolled and engaged in what they desire to reach the social and economic status. In the hierarchy of achieving what they want to do, see, and hear, they have considered every way legitimate. With the influence of social and cultural factors, their dishonestness against Muslims, feelings of revenge, dishonestness and many related negative behaviors have increased. The essence of the word is that refugees have adopted the externally-driven religious approach, also called "religion of psychological needs" or "functional religion". In the heart of this thought, religious values have lost their importance and meaning at first. Summary: Islam has gathered people in a number of groups in the context of faith. The beliefs of individuals belonging to these groups, the credentials and the credentials, build the mind world of the group. In other words, the Qur’an has divided the people into three sections: the believer, the unbeliever and the refugees in terms of faith and morality, and indicates their differences in terms of their acceptance and non-acceptance of these values. He also gave information about the individual’s life and emphasized the profound differences between them in the point of belief.  According to the Qur’an, the criterion that determines the dignity of man in terms of faith and deeds, determines the attitude he shows in the distinction between “good and bad”, “right and wrong”, “right and wrong”. In many verses, the two contradictions that are mentioned above in the framework of the faith and the work of man are clearly described. The Islamic community is the Islamic community, the Islamic community is the Islamic community, the Islamic community is the Islamic community, the Islamic community is the Islamic community, the Islamic community is the Islamic community, the Islamic community is the Islamic community and the Islamic community is the Islamic community. The Prophet (peace and blessings of Allah be upon him) took attention. The success of this process by the man who comes to the earth to be tested depends on the importance and sensitivity he shows to the principles of the Qur’an and the Sunnah. In this article, first the conceptual framework of the concept of nifa was discussed, then the framework of the hypocritic typology was drawn in the context of the verses of Nisa 142-143.  The refugees put their worlds of faith in the narrow patterns they created, and from this window they became a nickel-living individual. The reason for this painful state in themselves is that they prefer a bad sacrifice life that they think will be profitable from their own points of view by moving their panic defense drives. The hypocrites have been proven in every way that they have continuously rolled and engaged in what they desire to reach the social and economic status. They have made the right way to get what they want to do, see, and hear. With the influence of social and cultural factors, their dishonestness against Muslims, feelings of revenge, dishonestness and many related negative behaviors have increased. The essence of the word is that refugees have adopted the externally-driven religious approach, also called "religion of psychological needs" or "functional religion". In the heart of this thought, religious values have lost their importance and meaning at first. The Qur’an says that the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an. As you see, the refugees are always worn to a claiming identity. He did not try to do anything without a personal profit because of his unilateral thought, he saw people as a useful object. When there is something that the pleasure of interest does not desire as a burning result, when it comes to objection or reaction, it has already forgotten the defence, the service given to it, the work given, the goodness done, the honor and respect shown. The refugees have clear and profound personality lines that separate themselves from others in terms of personality. These character characteristics that the Qur’an stands on tend to misconduct, misconduct in the point of belief, foolishness, lies, evilness and corruption. A mental illness can be caused by fear and anxiety arising from the situation in which a person’s thoughts and attitudes contradict with society or by the individual’s particular expectations and desires. The reason for this attitude may also be excessive doubt. The false will not be able to make a healthy choice because of some concerns, and as a result, he will have to keep his life as a person focused on another’s life. If we’re going to gather what we’ve said to this point, we can say: The refugees are in a paradoxical trouble in their inner worlds. In addition, under the appearance of respect, morality and interest, the person who carries misconduct in his body has forgotten the wisdom in his creation, ignoring the values that the religion considers legitimate to its purpose. In Nisa 142-143, which forms the main topic of the article, “The main characteristics of the refugees are such as trying to deceive Allah, climbing and praying, showing to people, remembering Allah very little, and stumbling at times. Negative behaviors and their gain of habit or negative acts that become moral can cause individuals to objectivize it, to make it a means, beyond the time they see the phenomenon of religion as an essence determining their way of life. In this case, religion becomes the instrument of all kinds of worldwide benefits, capital, imperial tendencies. In contrast, the five forms of external reflection of the rya feeling are described by the Muhâsibî as to give the relationships with the body, the external appearance, the word, the act and the social environment a sunset of religion. While Riya is made in very different ways, under the image of common characteristics, religiousness or honesty, it is the desire to provide interest among people, to reach glory and fame. There is a lot of people who seem to love those they don’t like, who take oil to them, who praise them, and thus seek to benefit. The refugees were in a state of insufficiency, especially in making the right and solid decisions about faith, and sometimes preferred the side of faith, and sometimes the direction of curse. Because the worlds of faith are covered by weak, unfounded, unstable and unstable thoughts, they go to a direct change in an influence. The fearful and confusing attitude given by the unreliability of a reliable foundation, the unreliability of any thought and belief, is a clear psychological state that reflects the character of the counterfeit. The refugees showed a attitude that destroys the boundaries of many religious values, shattered their minds and hearts with false chains, and became the predecessors of the creation by attracting the appearance of utility (ulitarism).

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Benzer Makaleler
Eskiyeni

Alan :   İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler

Dergi Türü :   Ulusal

Metrikler
Makale : 958
Atıf : 1.216
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini