Bu makalede, “Biladü’ş-şam” olarak adlandırılan ve günümüzdeki Lübnan, Ürdün ve Filistin’i de içine alan geniş bir Osmanlı coğrafyasında, XIX. yüzyılın sömürgeci bir gücü olan Fransızların etnik ve mezhepsel dinamikleri kullanarak “millet” sisteminden “bağımsız millet” yaratma hareketinin tarihsel arka planını irdelemek amaçlanmıştır. Fransa ile İngiltere’nin Avrupa’da sürdürdükleri rekabeti Suriye genelinde de görmek mümkündür. Kimi zaman İngiltere, kimi zaman da Fransa bu çatışma/rekabetten zaferle çıkmış ve kolonial emellerini sistematik olarak gerçekleştirmişlerdir. 1840-1870 yılları Avrupalı güçler için Doğu sorununun şiddetlendiği yıllar olarak algılanırken, Osmanlı Devleti’ni Reşid Paşa (1800-1858) başta olmak üzere Ali Paşa (1815-1871) ve Fuad Paşa (1815-1869) içerde ve dışarıda yönettiler. Kırım harbinin (1853-1856) akabinde yapılan Islahat Fermanı (18 Şubat 1856) ve Paris konferansıyla Osmanlı Devleti kurumlarıyla yepyeni bir döneme girmiştir. Bu dönem, Osmanlı Devleti’nin Avrupa devleti sayılacağı ve toprak bütünlüğünün korunacağı bir dönem olarak öngörülürken tam tersine hem trajik çözülmeyi hem de ilerlemeyi beraberinde getiren “en uzun yüzyıl” olmuştur. Osmanlı eyaletlerinde çıkan ayaklanmaların tek bir saikle açıklanamayacağı bilinmektedir. Bu bağlamda, Suriye ve Lübnan’daki olayları da çok çeşitli siyasi ve ekonomik gelişmeler ışığında değerlendirmek gerekmektedir. Sanayi devrimini tamamlayan Fransa’nın Doğu’da çok çeşitli inançlara ve yaşam biçimine temel oluşturan kadim Mısır, Roma ve Helen kültürlerinin izlerinin farkında olması emperyal bir güç olarak doğuya yönelmesi için bir başka önemli neden olarak kayıtlara geçmiştir. Araştırmamız Fransız diplomatik arşivlerine dayanarak sahadaki Fransız elçilerin yazışması çerçevesinde Suriye olaylarını, ayrıca dönemin önemli devlet adamı Fuad Paşa’nın bu olaylara müdahalesini ve sonuçlarını irdelemeye yönelik olacaktır.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|