AMAÇ: Travmatik diyafragma rüptürleri sıkça gözden kaçması nedeniyle tanısı güç olan ve eşlik eden organ yaralanmaları nedeniyle tedavisinde sorunlarla karşılaşılabilen bir patolojidir. Bu çalışmada 1997-2003 tarihleri arasında kliniğimizde tedavi edilen diyafragma yaralanmalı hastaların demografik özellikleri, yaralanma şekilleri, eşlik eden organ patolojileri, tedavi şekilleri ile mortalite neden ve oranları değerlendirildi. Ameliyat edilen 45 hastanın (41 erkek; ort. yaş 26.35±8.07) 12’sinde künt, 33’ünde penetran (14’ü ateşli silah yaralanması, 19’u kesici-delici alet yaralanması) yaralanma vardı. Hastalarda karaciğer (n=18, %40) ve dalak (n=16, %35.5) en sık eşlik eden yaralanmalardı. Sadece 4 olguda (%8.9) ise izole diyafragma yaralanması vardı. Hastalarda tanı genellikle yandaş organ patolojileri nedeniyle yapılan laparotomiler sırasında konuldu (n=37, %82.2). Ameliyat öncesi tanı hastalarda, bilgisayarlı tomografi (n=3, %6.7), diyagnostik peritoneal lavaj (n=3, %6.7) ve akciğer grafisi (n=2, %4.4) ile konuldu. Yaralanmalar Moore sınıflamasına göre grade 2 (n=10, %22.2), grade 3 (n=26, %57.7) ve grade 4 (n=9,%20) olarak sınıflanmaktaydı. Tüm hastalarda onarımlar transabdominal yolla primer sütürlerle yapıldı. Üç hastada (%6.7) eşlik eden akciğer yaralanmasının onarımı için ayrıca torakotomi uygulanması gerekti. Dört hastada (%8.9) mortalite izlendi. Travmatik diyafragma rüptürleri genellikle yandaş organ yaralanmalarıyla seyreden, tanı ve tedavisinde sorunlar olabilen, seyrek olmayarak mortalite ile sonuçlanan patolojilerdir. Acil hastalarda transabdominal yaklaşım uygun bir tedavi seçeneğidir. Diyafragmaların bütünlüğü travma nedeniyle yapılan tüm laparotomilerde mutlaka araştırılmalıdır. YÖNTEMLER: BULGULAR: SONUÇ:
Field : Sağlık Bilimleri
Journal Type : Uluslararası
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|