Ali b. Osman Siracüddin el-Ûşî el-Hanefî (ö. 575/1179), muteahhirin döneminin önemli kelamcılarından birisidir. Fıkıh ve hadiste birçok eser vermiş olmasına karşın kelamda te’lif ettiği tek eseri Emâlî onun diğer kimliklerini gölgede bırakıp bu kimlikle şöhret bulmasını sağlamıştır. Öyle ki, şöhreti sadece Mâtürîdî çevrelerde kalmamış aynı zamanda ehl-i sünnetin diğer kulu Eş’ârîlerin de dikkatini çekmiş, esere her iki ekolün kelamcıları tarafından onlarca şerh ve haşiye yazılmıştır. Şüphesiz eserin manzum olarak te’lif edilmesi kolay ezber edilebilmesini sağlamaya yönelik olmuştur. Nitekim bu özelliğinden dolayı ilim ehlinin dikkatini çekmiştir. Fakat sadece bu özelliğinin Eş’ârîlerin dikkatini çekmeye yeterli olmadığı açıktır. Dolayısıyla bunun dışında Eş’ârîlerin dikkatini çeken başka özelliklerini de araştırmaya değer bulduk. Bilindiği gibi Eş’ârîler ve Mâtürîdîler arasında ihtilaflı bazı itikadî konular olmasına rağmen ihtilaflar V. Yüzyıla kadar iftiraka sebebiyet verebilecek düzeyde olmamıştır. Fakat bu yüzyılda Mâtürîdîlik, Ebu’l-Yüsr Pezdevî ve Ebu’l-Muin en-Nesefî gibi çok önemli iki temsilcisinin tekvin sıfatı eksenindeki şiddetli tartışmaları, ekolü sistemini tamamlayan ve Eş’ârîlerin karşısında ihtilafları iftirak düzeyine çıkaran bir ekol düzeyine çıkarmıştır. Fakat daha sonraki dönemlerde ihtilaflar asgari düzeye indirilmiş ve her iki ekol ehl-i sünneti temsil makamında görülmüştür. İşte bu anlamda Emâlî adlı eser ele alınarak Ûşî’nin iki mezhep arasında var olan ihtilafların asgariye çekilmesinde gayretlerinin olup olmadığını araştırmaya değer bulduk. Buna binaen İbn Sıbki’nin iki ekol arasında tespit ettiği ihtilaflı konularda, eseri Eş’ârî ekolün geç dönem akait metni Cevheretu’t-Tevhid adlı eser ile karşılaştırmaya çalışacağız. Böylece Eş’ârî kelamcılarının Emâlî’ye verdikleri önemin sebebini anlamaya çalışacağız.
Field : İlahiyat
Journal Type : Ulusal
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|