Amaç: Bu araştırma Sağlık Yüksekokulu hemşirelik bölümü birinci sınıf öğrencilerinin, klinik uygulama öncesi ve sonrasında durumluk-sürekli kaygı düzeylerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Yöntem: Araştırmanın evrenini bir Sağlık Yüksekokulu hemşirelik bölümü birinci sınıfta okuyan, Hemşirelikte Temel İlke ve Uygulamalar dersini ilk kez alan 99 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın verileri araştırmacı tarafından hazırlanan öğrenci tanıtım formu ve klinik uygulama öncesi ve sonrasında kaygı düzeylerini belirlemek amacıyla Spielberger ve arkadaşları (1970) tarafından geliştirilen, Öner ve Le Compte (1983) tarafından Türkçe'ye uyarlanan Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizi bilgisayarda SPSS 15.00 istatistik programında yüzdelik, aritmetik ortalama, Wilcoxon Signed Ranks Test, Mann Whitney U testi ve Kruskal-Wallis testi ile yapılmıştır. Araştırmanın Etik Yönü: Araştırma ilgili Sağlık Yüksekokulu müdürlüğünden yazılı izin alınarak yapılmıştır. Veri toplama araçları uygulanmadan önce, öğrencilere araştırmanın amacı ile ilgili açıklama yapılarak sözlü onamları alınmıştır. Bulgular: Çalışmada öğrencilerin yaş ortalaması 19.38±1.07 olarak saptanmıştır. Öğrencilerin %65.7’si kadın, %75.8’inin bölüme isteyerek geldiği, %73.7’sinin okulu üniversite sınavına ilk girdikleri yılda kazandıkları, %81.8’inin mezun olduktan sonra hemşirelik mesleğini yapmayı planladıkları, %75.8’inin hemşirelik mesleğinin imajını orta düzeyde değerlendirdikleri belirlenmiştir. Öğrenciler (%77.8) ailelerinin gelir düzeyini orta düzeyde ve (%62.6) kendi gelir düzeylerini yeterli olarak gördükleri belirlenmiştir. Öğrencilerin yarısından fazlasının (%65.7) herhangi bir sosyal aktivitesi bulunmamaktadır. Öğrencilerin klinik uygulama öncesi ve sonrası durumluk kaygı puanı ortalaması sırasıyla 40.17±4.95, 41.03±5.46, sürekli kaygı puanı ortalaması 45.82±5.55, 45.37±5.66 olarak saptanmıştır. Sonuç: Öğrencilerin durumluk kaygı düzeyleri klinik uygulamanın sonunda artarken; sürekli kaygı düzeylerinde değişme belirlenmemiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin klinik uygulama öncesi ve sonrası durumluk-sürekli kaygı düzeyleri arasında ( p>0.05) anlamlı fark saptanmamıştır.
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|