“Eleştirel Kuram”da kullanılan ve Robert Cox’un Antonio Gramsci’den alarak “Uluslararası İlişkiler”e taşıdığı hegemonya kavramı, zorlama sonucu değil, devletlerin güç odakları etrafında o gücün etkisini kabul ederek kendi rızaları ile oluşturdukları bir ilişki sistemi anlamına gelmektedir. Cox’un hegemonya kavramına atfettiği anlam, ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşturduğu ve uyguladığı siyasetinin açıklanması bağlamında kullanılabilmektedir. ABD’de Kasım 2000’deki Başkanlık seçimlerinde George W. Bush’un ABD başkanlığına seçilmesi ve 11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında ABD’nin uluslararası kamuoyunun genel rızasına dayalı olmayan politikalar izlemeye başlaması, ABD’nin rızaya dayalı hegemonyadan zora dayalı bir hegemonik düzene kaydığı hatta “imparatorluk”laşmaya başladığı eleştirilerini de beraberinde getirmiştir. “İmparatorluk” düzenine kayan tahakküme dayalı tek taraflı ABD politikalarının değiştirilebilmesi, yine ABD içerisindeki farklı bir kimliği karar verici makamlara taşıyacak olan muhalafet tarafından gerçekleştirebilecektir.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|