Bu makale, komşu ülkelerden çatışmalar sebebiyle göçe zorlanmış mültecilerle karşı karşıya kalan Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi tepkileri ile ilgilidir. Bu çalışmada Türkiye’nin sınırlı sığınma rejiminin ve göçmenliğe yönelik caydırıcı Türk kamu felsefesinin, siyasi otoriteleri, zorunlu göçün etkilerini yönetmek noktasında kurumsallaşmış araçlardan ziyade söylemsel araçlar kullanmaya zorladığı konusunda genel bir tartışma yürütülmektedir. Zorunlu göçlerin artması ve komşu ülkelerden mültecilerin ülkeye akın etmesi üzerine Türk siyasi makamları, anlatılara dayanan seçici politika çözümleri takip etmiştir. Bu anlatılar, stratejik söylemler yoluyla zorunlu göçe yönelik siyasi çözümlerde Suriyelileri “kabul edilebilir mülteci” olarak açık bir şekilde iliştirmiştir. Bu durumda kabul edilebilir mülteci, kendi tarihi bakımından Türkiye için tarihî ve sosyal sorumlulukları ifade eden mültecidir. Bunun sonucu ise kurumsallaşmış mültecilik haklarını herkes için genişletmek yerine bazılarının kabul edilebilir olarak söylemsel inşası olmuştur.
Field : Eğitim Bilimleri; Hukuk; Sağlık Bilimleri; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Journal Type : Uluslararası
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|