Birinci Dünya Savaşı’nda Türk-Alman ittifakının kilit noktalarında görev almış olan diplomat ve subayların yayınladıkları eserler ve yorumlar 1920’li yıllardan itibaren iki ülke arasında gerçekleşen ortak yakın tarih tartışmalarının ana ekseninde yer almıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcında Osmanlı Devleti’nin Berlin Büyükelçisi Mahmud Muhtar Paşa’nın hatıratı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mülakatı, makalemizin içeriğini oluşturan kaynaklardandır. Hatıratlarında, gerek Mustafa Kemal Atatürk gerekse Muhtar Paşa, Türk-Alman ittifakının dönemin askeri ve politik gelişmeleri dikkate alındığında Osmanlı için kaçınılmaz bir tercih olduğunu, fakat savaş öncesi ittifak kararının Enver Paşa tarafından tek başına verilmiş olması ve savaşın başlangıcıyla beraber- Osmanlı Devlet adamlarının onayı çervesinde- Osmanlı ordusunun kararlarının Alman askeri heyet mensupları ve generallerin tercihlerine terk edildiğininin ve ordu içerisinde alınan kararların Milli menfaatlere uygun kararlar olmadığının altını çizmektedir. İttifak tartışmalarının iki ülke basını tarafından bir siyasi polemiğe dönüştürülmesine engel olan Alman Büyükelçi Rudolf Nadolny, Türkiye ile Almanya arasında 1920’li yılların ortalarından itibaren gelişmekte olan ekonomik ilişkilerin bu tartışmalardan zarar görmemesi icin özel bir hassasiyet göstermiş ve tartışmaların daha da büyümemesi adına taraflarla yakın ve yapıcı bir diyalog kurmuştur. Makalemizin kapsamında incelenen eserlerden yola çıkarak Türk tarafindan ve Alman tarafindan ortaya atılan iddaları kuruluş aşamasında olan iki ulus devletin tarih yazımının bir parçası olarak yorumlayabiliriz
The works and comments published by diplomats and officers who served in the key points of the Turkish-German alliance during the First World War were the main axis of the common close-historic discussions between the two countries since the 1920s. At the beginning of the First World War, the memories of the Ottoman State’s Berlin Ambassador Mahmud Muhtar Pasha and the interview of Gazi Mustafa Kemal Atatürk are the sources that make up the contents of our article. In his memoirs, whether Mustafa Kemal Atatürk or Muhtar Pasha, the Turkish-German alliance is an inevitable choice for the Ottoman, taking into account the military and political developments of the period, but the decision of the pre-war alliance was given by Enver Pasha alone and with the beginning of the war - under the approval of the Ottoman State men - the Ottoman army's decisions were abandoned to the preferences of the German military delegations and generals and the decisions taken within the army were not in accordance with the national interests. The German Ambassador Rudolf Nadolny, who prevented the conversion of the alliance discussions by the press of the two countries into a political polemic, showed a particular sensitivity to the development of the economic relations between Turkey and Germany since the mid-1920s not to be damaged by these discussions and established a close and constructive dialogue with the parties in order that the discussions continue to grow. From the works examined within the framework of our article, we can interpret the claims made by the Turkish and German side as part of the historical writing of the two nations states that are in the establishment stage.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|