Küreselleşen dünyada nüfus artışı, doğal kaynakların hızlı tüketilmesi ve sanayide kullanılan teknolojik araçlarının yanlış kullanımı özellikle iklim değişikliğine ve bunun yanısıra hava kirliliğine, toprak, su ve diğer doğal kaynaklarının yanlış kullanımına, küresel ısınma ve buna bağlı deniz sevyesindeki artışa, biyoçeşitlilkdeki azalmaya, gıda ve enerrji krizlerine ve benzeri daha birçok çevresel krizlere zemin hazırlamıştır. Bu sorunlar insanlar için olduğu kadar doğanın dengesi ve hatta varlığı için de büyük tehditler oluşturmaktadır. İnsanlığın ortak tehditler karşısında ortak tepkiler vermesi kutuplaşma yerine bütünleşmeye giden yolu açacaktır. Bu düşünceden yola çıkarak, insanlık için en önemli sorunlarından olan çevre sorunlarına karşı birlikte hareket edilmesi çevresel krizler çözümü için zorunlu olmaktadır. Çevre alanında faaliyet gösteren birçok Sivil Toplum Kuruluşu (STK) vardır. Bu örgütler çevresel tehditlerin algılanmasından sorunların çözümüne kadar her safhada faaliyet göstermekte insanları ve hatta devletleri çevresel sorunlara yönlendirmektedir. Bu çalışmada, Sivil Toplum Kuruluşlarının çevre bilincinin oluşumuna yönelik olumlu ya da olumsuz katkıları araştırılarak, STK’ların etkinliği analiz edilecektir. Soruları ile çevresel sorunların çözümü için STK’ların etkinliği araştırılacaktır. Literatür taraması ile STK’ların çevresel krizlerin çözümüne katkısı olup olmadığı incelenecektir. İnsanların tehditlere birlikte tepki vermesi insanlar arasındaki kutuplaşma yerine bütünleşmeyi getirecektir. İnsanlık için önemli sorunlardan biri olan çevre sorunlarına karşı birlikte hareket edilerek çevresel krizler giderilebilir ve kutuplaşmaların önüne geçilebilecektir. Bu çalışmada çevre sorunlarına karşı uluslararası faaliyetleri olan çevreci STK’ların çevre sorunları çözümüne olumlu katkıları olduğu ancak örgütler tarafsızlığını kaybederse olumsuz etkileri olacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Küreselleşen dünyada nüfus artışı, doğal kaynakların hızlı tüketilmesi ve sanayide kullanılan teknolojik araçlarının yanlış kullanımı özellikle iklim değişikliğine ve bunun yanısıra hava kirliliğine, toprak, su ve diğer doğal kaynaklarının yanlış kullanımına, küresel ısınma ve buna bağlı deniz sevyesindeki artışa, biyoçeşitlilkdeki azalmaya, gıda ve enerrji krizlerine ve benzeri daha birçok çevresel krizlere zemin hazırlamıştır. Bu sorunlar insanlar için olduğu kadar doğanın dengesi ve hatta varlığı için de büyük tehditler oluşturmaktadır. İnsanlığın ortak tehditler karşısında ortak tepkiler vermesi kutuplaşma yerine bütünleşmeye giden yolu açacaktır. Bu düşünceden yola çıkarak, insanlık için en önemli sorunlarından olan çevre sorunlarına karşı birlikte hareket edilmesi çevresel krizler çözümü için zorunlu olmaktadır. Çevre alanında faaliyet gösteren birçok Sivil Toplum Kuruluşu (STK) vardır. Bu örgütler çevresel tehditlerin algılanmasından sorunların çözümüne kadar her safhada faaliyet göstermekte insanları ve hatta devletleri çevresel sorunlara yönlendirmektedir. Bu çalışmada, Sivil Toplum Kuruluşlarının çevre bilincinin oluşumuna yönelik olumlu ya da olumsuz katkıları araştırılarak, STK’ların etkinliği analiz edilecektir. Soruları ile çevresel sorunların çözümü için STK’ların etkinliği araştırılacaktır. Literatür taraması ile STK’ların çevresel krizlerin çözümüne katkısı olup olmadığı incelenecektir. İnsanların tehditlere birlikte tepki vermesi insanlar arasındaki kutuplaşma yerine bütünleşmeyi getirecektir. İnsanlık için önemli sorunlardan biri olan çevre sorunlarına karşı birlikte hareket edilerek çevresel krizler giderilebilir ve kutuplaşmaların önüne geçilebilecektir. Bu çalışmada çevre sorunlarına karşı uluslararası faaliyetleri olan çevreci STK’ların çevre sorunları çözümüne olumlu katkıları olduğu ancak örgütler tarafsızlığını kaybederse olumsuz etkileri olacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|