Bu araştırmanın ana tartışma konusu, Çevreci Sivil Toplum Kuruluşlarıın (ÇSTK) çevre koruma düzenlemelerinde veya çevre sorunlarına ilişkin siyasi süreçlerde nasıl yer aldığı sorusudur. Ayrıca STK'ların çevre politikalarının oluşturulmasında, düzenlenmesinde ve uygulanmasında aktif rol alıp almadıkları da tartışılmıştır. Bu amaçla 13 Ekim-26 Aralık 2019 tarihleri arasında 9 farklı ÇSTK ile görüşmeler yapılmıştır. Bu ÇSTK’ların seçimde, faaliyet alanının doğrudan ve öncelikli olarak çevre sorunları olduğu dikkate alınmıştır. Görüşmelerden elde edilen verilerin analizi için MAXQDA nitel veri analiz programı kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye'de çevre politikalarının oluşumunda, düzenlenmesinde ve uygulanmasında ÇSTK'ların rolü vardır ve oldukça sınırlıdır. Ancak ÇSTK'ların etkinliği, ana faaliyet alanlarıyla da yakından ilgilidir. Burada en belirleyici faktör, ÇSTK'lar ile devlet kurumları arasındaki işbirliği ve ÇSTK'ların dış mali kaynaklara güvenmesidir. ÇSTK'lar mali kaynaklar açısından bağımsız değildir ve gelir kaynaklarının çoğu kamu kurumları ile proje işbirliklerine dayanmaktadır. ÇSTK'ların çevre konularında yeterli etkinlik gösterememesinin temel nedenleri bunlardır. Peki, bu sorun nasıl çözülebilir? ÇSTK-Devlet ilişkilerinde devletin çevre politikalarında önceliklerini belirlemesi, çevrecilerin devlet taraftarı ya da muhalifi olmaktansa sorunlar üzerinde düşünen, tartışan ve çözüm üreten ÇSTK'lar olarak rol almaları devlet kurumlarında etkin olmalarının önünü açacaktır. ÇSTK'lar ancak bu şekilde çevresel konularda gerçek aktivistler olarak hareket edebilirler. bu durum, özellikle sürdürülebilir çevre politikalarının oluşturulmasında ve de izlenmesinde son derece öem taşıyacaktır.
Bu araştırmanın ana tartışma konusu, Çevreci Sivil Toplum Kuruluşlarıın (ÇSTK) çevre koruma düzenlemelerinde veya çevre sorunlarına ilişkin siyasi süreçlerde nasıl yer aldığı sorusudur. Ayrıca STK'ların çevre politikalarının oluşturulmasında, düzenlenmesinde ve uygulanmasında aktif rol alıp almadıkları da tartışılmıştır. Bu amaçla 13 Ekim-26 Aralık 2019 tarihleri arasında 9 farklı ÇSTK ile görüşmeler yapılmıştır. Bu ÇSTK’ların seçimde, faaliyet alanının doğrudan ve öncelikli olarak çevre sorunları olduğu dikkate alınmıştır. Görüşmelerden elde edilen verilerin analizi için MAXQDA nitel veri analiz programı kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye'de çevre politikalarının oluşumunda, düzenlenmesinde ve uygulanmasında ÇSTK'ların rolü vardır ve oldukça sınırlıdır. Ancak ÇSTK'ların etkinliği, ana faaliyet alanlarıyla da yakından ilgilidir. Burada en belirleyici faktör, ÇSTK'lar ile devlet kurumları arasındaki işbirliği ve ÇSTK'ların dış mali kaynaklara güvenmesidir. ÇSTK'lar mali kaynaklar açısından bağımsız değildir ve gelir kaynaklarının çoğu kamu kurumları ile proje işbirliklerine dayanmaktadır. ÇSTK'ların çevre konularında yeterli etkinlik gösterememesinin temel nedenleri bunlardır. Peki, bu sorun nasıl çözülebilir? ÇSTK-Devlet ilişkilerinde devletin çevre politikalarında önceliklerini belirlemesi, çevrecilerin devlet taraftarı ya da muhalifi olmaktansa sorunlar üzerinde düşünen, tartışan ve çözüm üreten ÇSTK'lar olarak rol almaları devlet kurumlarında etkin olmalarının önünü açacaktır. ÇSTK'lar ancak bu şekilde çevresel konularda gerçek aktivistler olarak hareket edebilirler. bu durum, özellikle sürdürülebilir çevre politikalarının oluşturulmasında ve de izlenmesinde son derece öem taşıyacaktır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|