Görüntüleme
37
İndirme
10
Konya ve çevresi tarih öncesi çağlardan günümüze kadar yerleşime sahne olmuş Anadolu’nun kadim şehirlerinden birisidir. Türklerin 1071 yılında Malazgirt Zaferiyle Türk Yurdu haline getirdiği bu topraklar başta Sultan ve ailesi olmak üzere devlet adamları, varlıklı insanlar tarafından sayısız ata yadigarı eserler ile donatılmıştır. Bunlar içerisinde camiler, medreseler, kervansaraylar, hamamlar, çeşmeler, köprüler gibi çok sayıda eser vücuda getirmişlerdir. Şüphesiz bunlar içerisinde İslamiyet’i kabul etmiş olan toplumların en önemli dini yapısı olan camiler gelmektedir. İslamiyet’le birlikte ortaya çıkan cami mimarisi farklı coğrafyalar da farklı malzeme ve yapım tekniklerinde inşa edildikleri görülür. Bunlar içerisinde taşıcı sistemi ve üst örtüsü ahşap olan yapılar ayrı bir grubu oluşturmaktadır. İlk örneklerini Karahanlı ve Gazneliler devrinde gördüğümüz ahşap direkli cami geleneği Türklerle birlikte Anadolu’ya taşınarak en zengin örneklerini yine bu topraklarda ortaya koymuşlardır. Konya’da Sahib Ata Camii ile başlayan ahşap direkli cami geleneği Beyşehir’de Eşrefoğlu Camii ile devam etmiştir. Eşrefoğlu Camiinden esinlenerek başta Konya ve çevresi olmak üzere Anadolu’nun diğer şehirlerinde ve köylerinde bu tarz camileri görmek mümkündür. Bunlardan birisi de Beyşehir’in Üstünler Mahallesinde bulunan Gedik Ahmet Paşa Camii’dir. Bu çalışmada Gedik Ahmed Paşa Camii plan, mimari, süsleme, malzeme ve teknik özellikleri bakımından tanıtılarak farklı bölgelerdeki benzer örneklerle karşılaştırmaları yapılarak ilim alemine tanıtılacaktır.
Konya and its surroundings are one of the ancient cities of Anadolu, which has been settled from prehistoric times to today. These lands, which the Turks made the Turkish land with the Malazgirt Victory in 1071, were primarily equipped with the works of the Sultan and his family, the state men, the wealthy people. They have brought many works into the body, such as mosques, medreses, kervansaray, hammas, fountains, bridges. There is no doubt that there are among them the most important religious structures of the people who accepted Islam. The mosque architecture emerging along with Islam, different geographies are also seen being built in different materials and manufacturing techniques. In them the carrier system and the upper cover of the structures of wood form a separate group. The first examples of the wooden square mosque tradition we saw in the Karahanlı and Gazneliler period with the Turks moved to Anadolu and showed their richest examples again in these lands. In Konya, the tradition of the wooden square mosque, which began with the Sahib Ata Camii, continued with the Eşrefoğlu Camii in Beyşehir. Inspired by the Eşrefoğlu Cami, it is possible to see this kind of mosques in other cities and villages of Anatolia, including the Konya and its surroundings. One of them is the Gedik Ahmet Paşa Camii located in Beyşehir's Supreme Neighborhood. In this study, Gedik Ahmed Paşa Camii will be introduced to the field of science by making comparisons with similar examples in different areas by introducing the design, architecture, decoration, material and technical characteristics.
Alan : Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Makale Detay 
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
