Ana akım iktisat yaklaşımında refah göstergesi, gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) ülke nüfusuna bölünmesiyle elde edilen kişi başına gelir düzeyi olarak tanımlanmaktadır. Böylece, halkın refah düzeyi yalnızca geliri ile ilişkilendirilmektedir. Bu yöntem ne kadar gerçekçidir? Gerçek olsa bile kişisel refah düzeyi sadece gelir ile ölçülebilir mi? Temelleri 18. Yüzyıla dayanan bu yöntem ile o zamandan bu zamana değişen yaşam standartlarını ölçmek ne kadar doğrudur? Çalışma bu soruların cevabını araştırmak amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla, G7 Ülkelerinin (Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri) ekonomik büyüme performansının etkisi, özellikle sosyal refaha vurgu yapılaraketter Life Endeksi (Daha İyi Yaşam Endeksi) aracılığıyla test edilmiştir. Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından maddi yaşam koşulları ve yaşam kalitesi temel alınarak oluşturulan bu endeks, on bir ana başlıktan oluşmaktadır. Bu on bir konu sırasıyla; “Konut”, “Gelir”, “İstihdam”, “Eğitim”, “Toplum”, “Çevre”, “Sivil Katılım”, “Sağlık”, “Yaşam Memnuniyeti”, ”Güvenlik” ve “İş-Yaşam Dengesinden” oluşmaktadır. Çalışma 2011-2021 dönemini kapsamaktadır. Ampirik analiz “panel veri metodolojisi” kullanılarak yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre G7 ülkelerinde ekonomik büyüme ile daha iyi yaşam endeksi arasındaki ilişki çok zayıftır. Ekonomik büyümedeki değişiklik, daha iyi yaşam endeksindeki değişikliklerin sadece yüzde 17’sini açıklayabilmektedir. Bu çalışma, refah düzeyinin tespitinde kişi başına gelir göstergelerinin tek başına yeterli olmadığını bunun yerine daha iyi yaşam endeksi göstergelerinin esas alınması bakımından büyük önem arz etmektedir.
Ana akım iktisat yaklaşımında refah göstergesi, gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) ülke nüfusuna bölünmesiyle elde edilen kişi başına gelir düzeyi olarak tanımlanmaktadır. Böylece, halkın refah düzeyi yalnızca geliri ile ilişkilendirilmektedir. Bu yöntem ne kadar gerçekçidir? Gerçek olsa bile kişisel refah düzeyi sadece gelir ile ölçülebilir mi? Temelleri 18. Yüzyıla dayanan bu yöntem ile o zamandan bu zamana değişen yaşam standartlarını ölçmek ne kadar doğrudur? Çalışma bu soruların cevabını araştırmak amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla, G7 Ülkelerinin (Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri) ekonomik büyüme performansının etkisi, özellikle sosyal refaha vurgu yapılaraketter Life Endeksi (Daha İyi Yaşam Endeksi) aracılığıyla test edilmiştir. Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından maddi yaşam koşulları ve yaşam kalitesi temel alınarak oluşturulan bu endeks, on bir ana başlıktan oluşmaktadır. Bu on bir konu sırasıyla; “Konut”, “Gelir”, “İstihdam”, “Eğitim”, “Toplum”, “Çevre”, “Sivil Katılım”, “Sağlık”, “Yaşam Memnuniyeti”, ”Güvenlik” ve “İş-Yaşam Dengesinden” oluşmaktadır. Çalışma 2011-2021 dönemini kapsamaktadır. Ampirik analiz “panel veri metodolojisi” kullanılarak yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre G7 ülkelerinde ekonomik büyüme ile daha iyi yaşam endeksi arasındaki ilişki çok zayıftır. Ekonomik büyümedeki değişiklik, daha iyi yaşam endeksindeki değişikliklerin sadece yüzde 17’sini açıklayabilmektedir. Bu çalışma, refah düzeyinin tespitinde kişi başına gelir göstergelerinin tek başına yeterli olmadığını bunun yerine daha iyi yaşam endeksi göstergelerinin esas alınması bakımından büyük önem arz etmektedir.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|