İnsanlar, tarih boyunca durmaksızın bir yerlere hareket etmişlerdir. Yaşamın devam ettirilebilmesi için gerekli olan beslenme ve güvenlik, göçebe hayatın temel sebeplerindendir. İklim değişimlerine bağlı olarak kış aylarında besin kaynaklarının azalması insanoğlunu tarıma yönlendirmiş, tarım devrimi beraberinde yerleşik hayatı getirmiştir. Yerleşik hayata geçişin başlangıcında yarı göçebe bir hayat süren insanoğlu zamanla yazlık kışlık olan bölgelerde inşa ettikleri yapıları geliştirerek yerleşik hayatı yaşamaya başlamıştır. İlim dünyasında Türklerin göçebelik ile özdeşleştirildiği ve yerleşik yaşama diğer milletlere göre geç dönemde geçtiği tartışmasız kabul edilmiştir. Ancak Türklere ait ilk yazılı kaynak olan Köktürk Yazıtlarında yerleşik hayata dair bilgiler de yer almaktadır. Bilge Kağan yazıtlarda şehirlerden bahseder, Biş Balık’ı ele geçirmesinden sonra şehrin bayındır olduğunu belirtir. Türkçede en büyük yerleşim birimi için en sık kullanılan kelime “şehir”dir. Ancak Eski Türkçeden günümüz Türkçesine gelene kadar “il, balık, kent, saray, yurt, ordu” kelimelerinin de yerleşim birimi adı olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu makalede Eski Türkçeden günümüz Türkçesine, içerisinde yaşanılan kent anlamında kullanılan “il, balık, kent, saray, yurt, ordu” kelimeleri incelenerek, bu kelimelerin kökenleri ve etimolojileri üzerinde durulmuş, kelimelerdeki ses ve anlam değişiklikleri, tarihî ve çağdaş lehçelerdeki şekilleri incelenmiştir. Yerleşim adı olarak kullanılan bu kelimelerde “ışık” anlamı araştırılarak, bu kelimelerden bazılarının “parlama, ışık” anlamları taşıdığı tespit edilmiştir.
İnsanlar, tarih boyunca durmaksızın bir yerlere hareket etmişlerdir. Yaşamın devam ettirilebilmesi için gerekli olan beslenme ve güvenlik, göçebe hayatın temel sebeplerindendir. İklim değişimlerine bağlı olarak kış aylarında besin kaynaklarının azalması insanoğlunu tarıma yönlendirmiş, tarım devrimi beraberinde yerleşik hayatı getirmiştir. Yerleşik hayata geçişin başlangıcında yarı göçebe bir hayat süren insanoğlu zamanla yazlık kışlık olan bölgelerde inşa ettikleri yapıları geliştirerek yerleşik hayatı yaşamaya başlamıştır. İlim dünyasında Türklerin göçebelik ile özdeşleştirildiği ve yerleşik yaşama diğer milletlere göre geç dönemde geçtiği tartışmasız kabul edilmiştir. Ancak Türklere ait ilk yazılı kaynak olan Köktürk Yazıtlarında yerleşik hayata dair bilgiler de yer almaktadır. Bilge Kağan yazıtlarda şehirlerden bahseder, Biş Balık’ı ele geçirmesinden sonra şehrin bayındır olduğunu belirtir. Türkçede en büyük yerleşim birimi için en sık kullanılan kelime “şehir”dir. Ancak Eski Türkçeden günümüz Türkçesine gelene kadar “il, balık, kent, saray, yurt, ordu” kelimelerinin de yerleşim birimi adı olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu makalede Eski Türkçeden günümüz Türkçesine, içerisinde yaşanılan kent anlamında kullanılan “il, balık, kent, saray, yurt, ordu” kelimeleri incelenerek, bu kelimelerin kökenleri ve etimolojileri üzerinde durulmuş, kelimelerdeki ses ve anlam değişiklikleri, tarihî ve çağdaş lehçelerdeki şekilleri incelenmiştir. Yerleşim adı olarak kullanılan bu kelimelerde “ışık” anlamı araştırılarak, bu kelimelerden bazılarının “parlama, ışık” anlamları taşıdığı tespit edilmiştir.
People have moved uninterruptedly to somewhere throughout history. The food and safety that is necessary for life to continue is one of the main reasons for migratory life. Due to climate change, the decrease in food resources in the winter months has directed humanity to agriculture, and the agricultural revolution has brought with it indigenous life. At the beginning of the transition to the settled life, the man who lived a semi-immigrant life began to live the settled life by developing the structures they built in the areas that were summer winter with time. In the Islamic world, Turks were identified with immigration, and the settlement of life was considered to be in the late period compared to other nations. But the first written source of the Turks, the Köktürk Writings, also contains information about the established life. The wisdom Kağan in the writings talks about the cities, indicating that after he captured the Fish, the city is the owner. The most commonly used word for the largest settlement unit in Turkish is "city". But from the ancient Turkish to the present Turkish, the words "il, fish, city, palace, land, army" are also used as the name of the settlement unit. In this article, from the ancient Turkish to the present Turkish, the words used in the meaning of the city in which it is lived, "il, fish, city, palace, land, army", focused on the origins and ethymologies of these words, the changes in the words and the meaning, the forms in historical and contemporary vocabulary. By researching the meaning of "light" in these words used as the settlement name, it has been found that some of these words have the meaning of "light, light".
Throughout history, people have moved continuously. The main reasons of nomadic life style are nutrition and safety necessary for survival. The decrease in food resources during the winter months due to climate changes led human beings to agriculture, and the agricultural revolution brought a sedentary life. At the beginning of the transition to settled life, human beings, who lived a semi-nomadic life, started to live settled life by developing the buildings they built in summer and winter regions. That Turks were identified with nomadism and that they started a sedentary life in a late period compared to other nations is accepted by scientists. However, the Kokturk Inscriptions, the first written source belonging to Turks, give information about a sedentary life. Bilge Kağan mentions cities in the inscriptions and states that after capturing Biş Balık, the city was flourishing. The most frequently used word for the largest settlement in Turkish is "şehir". However, it is seen that the words " il, balık, kent, saray, yurt, ordu" were used as the name of the settlement unit from the old Turkish until today. In this article, the words "il, balık, kent, saray, yurt, ordu" which are used to refer to the city inhabited in modern Turkish since old Turkic are analyzed. The origins and etymologies of these words are emphasized; the phonological and semantic changes, their forms in historical and modern dialects have been examined. Residential areas which also mean shining, light have been examined and determined that some of these words mean light, bright.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|