Sünnet-i seniyyenin Kur'an'dan sonra İslam teşriine kaynaklık etmesi, Müslümanların sünnete yönelip itina göstermelerini ve birçok farklı açıdan ona hizmet etmelerini sağlamıştır. Sünnet kayıt altına alınarak gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarılmaya çalışılmış, aktarılan bu sünnetin fıkhî açıdan ne gibi amelî yükümlülükler ifade ettiği ortaya konulmuştur. Bu hizmetler içerisinde hadislerin nakledilmesini genel olarak muhaddisler ele alırken, hadislerle fıkhî istinbatta bulunmayı ise fukaha üstlenmiştir. Bu görev dağılımında muhaddisler ile fukahanın hadisleri alırken ve hadislerle amel ederken kendilerine has yöntemlerinin olup olmadığı, üzerinde durulması gereken önemli bir husustur. Kitap özellikle Hanefiler olmak üzere fukahanın hadis usulü hakkında bilgi sahibi olmadıkları ya da bu alana yeterli özen göstermediklerini dillendiren kişilere cevap vermeyi hedeflemekte, bu tür iddiaların Hanefi mezhebinin kaynaklarının ve onlara ait usul kitaplarını bilmeyen kişilerin dillendirdiğini söylemekte ve araştırması sonucunda bu tür iddialarda bulunanların görüşlerinin son derece yanlış olduğunun ortaya çıkacağını savunmaktadır.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|