Selçuklu Sultanı Melikşah’ın ardından (1092), hanedan üyeleri arasında iktidar kavgaları sürerken, Haçlılar İslâm topraklarını istilâya girişmiş Urfa (1098), Antakya (1098), Kudüs (1099) ve Trablus’ta (1109) birer devlet kurmuşlardır. Selçuklu Devleti’nin yeterli mücadeleyi gösteremediği, hatta Haçlılarla mücadeleden el çektiği bir dönemde tarih sahnesine çıkan Artukoğulları, Haçlılara karşı destansı bir mücadele başlatmışlardır. Sökmen’in Harran’da (1104), İlgazi’nin Sarmeda Ovası’nda (1119) kazandığı zaferler, Haçlıların yenilmezlik unvanlarını sildiği gibi onların Anadolu ve Suriye topraklarına yerleşmelerinin önünü kesmiştir. Belek Gazi’nin Haçlı liderlerini esir alması ise onların İslâm coğrafyasında tutunmalarını zora sokmuş ve bu topraklardan sökülüp atılmalarının mümkün olabileceğini ortaya koymuştur.
Following the Selçuklu Sultan Melikshah (1092), while the struggle of power between the members of the tribe continued, the Crusaders established a state in Urfa (1098), Antakya (1098), Jerusalem (1099) and Trablus (1109) which invaded the Islamic territory. In a period in which the Selchuklu State did not show sufficient struggle, and even withdrawn from the struggle with the Crusaders, the Artuko Sons, who came to the stage of history, began a devastating struggle against the Crusaders. The victories of Sökmen in Harran (1104), the victories of Ilgazi in the Sarmeda Ovata (1119) have cut off their settlements in the territories of Anatolia and Syria, as the Crusaders deleted their unbeatable titles. Belek Gazi's taking prison of the Crown leaders has made it difficult for them to be held in Islamic geography and it is possible that they may be removed from these lands.
Alan : Eğitim Bilimleri; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|