Hegel tüm nesnel gerçekliği bütünsel olarak açıklayan sistematik bir felsefe sistemi kurmuştur. Hegel’in bütünsel sisteminin bir parçası olan sanat felsefesi, bu sistemin en temel kavramlarıyla ilişkilendirilerek oluşturulmuştur. Bu çalışmada Hegel’in sanat anlayışının bu kavramlarla ilişkisi irdelenecek ve Hegel için tarihin amacı olan insanın özbilince, yani özgürlüğe ulaşımında sanatın yeri gösterilmeye çalışılacaktır. Özbilinci Hegel, Mutlağın, hakikatin insan bilinci aracılığıyla tarihsel, toplumsal, kültürel gerçekliğin içerisinde ilerleyici bir biçimde kazandığı bir sonuç olarak görür. Bu noktada Hegel’de bu toplumsal, tarihsel, kültürel, başka deyişle insansal gerçekliğin bir eklemlenmesi olarak sanat, insanın yaratıcı etkinliğiyle hakikatin kendi bilincine vardığı alandır. Bu çalışma, Hegel’de sanatın hakikati, yani ‘bütün’ü, insansal gerçekliği nasıl görünüşe çıkardığı ve özbilince ulaşmada nasıl bir öneme sahip olduğu irdelenecektir.
Hegel constitutes a systematic philosophy which explains all objective reality holistically. The philosophy of art which is a part of Hegel’s holistic system was formed by relating the most basic concepts of this system. In this study the relation between Hegel’s understanding of art and these concepts will be examined and for Hegel in human’s reaching self-consciousness, namely freedom which is aim of history place of art will be tried to indicate. Hegel considers self-consciouness as an end of which Absolute, truth gains progressively through human consciousness in historical, social, cultural reality. At this point in Hegel art as articulation of this historical, social, cultural, in other words human reality is sphere in which truth becomes self-consciousness through creative activity of man. In this study, in Hegel how art exposes truth, namely ‘whole’, human reality and how art has significance in advancement of self-consciouness will be examined.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|