Osmanlı İmparatorluğunun en önemli sorunu, eğitim kurumlarının yetersizliği ve eğitilmemiş insan gücüydü. Çağının gerçeklerine ayak uyduramayan nakilci eğitim kurumları zamanın ihtiyaçlarına cevap veremiyordu. Bu kurumların yetiştirdiği insan ise dünyadaki gelişmelerden habersiz olarak yaşıyordu. Kısacası dünyadaki değişmelere ve yeniliklere kapalı bir toplumduk. Bu durumdan en çok etkilenenler ise kadınlardı. Toplumun onları eğitmek gibi bir derdi ve programı da yoktu. Böyle bir mirası devralan Cumhuriyet idaresi insanı değiştirmeden toplumu değiştirmenin imkânsızlığını gördüğü için işe eğitim kurumlarından başlamayı kararlaştırır. Eğitim kurumları değiştikçe insanın da değişerek gelişeceğine inanır. Eğitim konusunda Osmanlı İmparatorluğu ile Cumhuriyet yönetimi arasındaki bu zihniyet farklılığını gören dönem yazarları, romanları aracılığıyla bu toplumsal paradigmamızı anlatarak Cumhuriyet idaresinin planladığı ve hedeflediği milli eğitim programını kurumsal, toplumsal ve insan kaynakları bakımından bir önceki dönemle mukayese ederek ele alırlar.Devir-şahsiyet ve eserlerden hareketle Erken Dönem Cumhuriyet Romanları üzerine yaptığımız bu çalışmamızla eğitim konusundaki son yüz yıllık geçişimizi gözler önüne sermeyi amaçlıyoruz.
Osmanlı İmparatorluğunun en önemli sorunu, eğitim kurumlarının yetersizliği ve eğitilmemiş insan gücüydü. Çağının gerçeklerine ayak uyduramayan nakilci eğitim kurumları zamanın ihtiyaçlarına cevap veremiyordu. Bu kurumların yetiştirdiği insan ise dünyadaki gelişmelerden habersiz olarak yaşıyordu. Kısacası dünyadaki değişmelere ve yeniliklere kapalı bir toplumduk. Bu durumdan en çok etkilenenler ise kadınlardı. Toplumun onları eğitmek gibi bir derdi ve programı da yoktu. Böyle bir mirası devralan Cumhuriyet idaresi insanı değiştirmeden toplumu değiştirmenin imkânsızlığını gördüğü için işe eğitim kurumlarından başlamayı kararlaştırır. Eğitim kurumları değiştikçe insanın da değişerek gelişeceğine inanır. Eğitim konusunda Osmanlı İmparatorluğu ile Cumhuriyet yönetimi arasındaki bu zihniyet farklılığını gören dönem yazarları, romanları aracılığıyla bu toplumsal paradigmamızı anlatarak Cumhuriyet idaresinin planladığı ve hedeflediği milli eğitim programını kurumsal, toplumsal ve insan kaynakları bakımından bir önceki dönemle mukayese ederek ele alırlar.Devir-şahsiyet ve eserlerden hareketle Erken Dönem Cumhuriyet Romanları üzerine yaptığımız bu çalışmamızla eğitim konusundaki son yüz yıllık geçişimizi gözler önüne sermeyi amaçlıyoruz.
The most important problem of the Ottoman Empire and The lack of education and It was untrained human power. Transmitter educational institutions that were unable to meet the realities of the time were unable to meet the needs of time. The people who were educated by these institutions lived unconscious of the developments in the world. In short, we were a society closed to changes and innovations in the world. The most affected were women. The society was like a problem to educate them and there was no program. The Republic administration, which has taken over such a heritage, decides to start employment from educational institutions because it sees the impossibility of changing society without changing man. The educational institutions believe that as people change, they will also evolve. In terms of education, period writers who see this mental difference between the Ottoman Empire and the Government of the Republic, through their novels describe our social paradigm by comparing the national education program planned and aimed by the Government of the Republic with the previous period in terms of institutional, social and human resources.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|