Felsefe dâimâ bize tecrübeye istinâd etmeden bilgi te’mîn etmeyi düşünmüşdür. Ya’nî husûsî ilimlere nazaran başka bir istikâmet ta’kîb etmişdir. Felsefenin bu iddiâsını kabûl edince böyle bir vaz’iyetin hangi şerâit dâhilinde mümkün olacağı mes’elesi kalır. Felsefeyi metafizik ma’nâsında kabûl etdiğimiz takdîrde kablî bilgi mümkün olmayacakdır. Bize müsbet bir sûretde kablî bilgiyi te’mîn eden felsefe ancak bilgi nazariyesi olacakdır. Çünki bilgi nazariyesi bilginin menba’lariyle meşgûl olacağından ve bu menba’lardan çıkan bilgi kablî olacağından, netîcede bilgi nazariyesinin matlûbu îfâ’ edeceği bedîhîdir. Bundan dolayı biz de felsefeyi –mefhûm-ı şuûrî hâric- ancak bilgi nazariyesi şeklinde kabûl edeceğiz.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|