Ziya Gökalp daha küçük bir çocukken halk hikâ-yeleri ve masallarına ilgi duymuş ve bir araştırmacı ola¬rak da bu geleneğin önemli ve zengin bir kaynak oldu¬ğunu fark etmiştir. Türkçülük fikrini telkin ederken bu kaynağı özellikle kullanır. Gökalp’ın manzum ya da men¬sur masalları yazdığı yıllarda (1911- 1922) Türk milleti tarih sahnesinden silinmemek için direniyor, hayatta kalma mücadelesi veriyordu. Ancak eski hayat tarzıyla bu mücadelenin içinden çıkmak ve eskiye göre hayatı sürdürmek mümkün değildi. Yeni bir hayatı benimsemek şarttı. Bu yeni hayatın ilkeleri de devrin en çok ilgi gören ideolojisi Türkçülükte yer almaktaydı. Bu ideoloji hars (milli kültür) ile medeniyetin sentezini hedeflemekteydi. İşte Ziya Gökalp yeni hayatı anlatırken özellikle masal¬lardan yararlanmak suretiyle hem Tanzimat, Servet-i Fünûn ve Fecr-i Âti tecrübesinden geçmiş olan Türk ede¬biyatının unuttuğu folklara itibarını iade etmiş hem de masal türüyle yeni fikirleri telkin ederek hars medeniyet sentezinin yolunu da işaret etmiştir. Biz bu çalışmada ideolog-şairin halk edebiyatı ürünlerinden masalı nasıl kullandığını göstermeye çalışacağız.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|