Dilde kelimelerin dönemlere hâkim olan şartların etkisi ile mana ve muhtevalarında değişim geçirdikleri görülür. Vatan kelimesi Osmanlı-Türk edebiyatı tarihi içinde bu semantik değişimi geçiren kelimelerden biridir. Kelime önce tasavvufi manada kullanılmış ve ruhlar âlemine gönderme yapan bir kavram olmuştur. Ruhun vahdetten kesrete düşüşünden sonra geldiği vahdet âlemine olan özleyişi vatan hasreti olarak ifade edilir. Divan şiirinin yanında halk şiirinde de kelime bu manasının yanında baba ocağını veya ata yurdu manasını kazanmıştır. Kavramın üçüncü anlam düzlemi Osmanlı devletinin 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmeye başlaması ve buna bağlı olarak merkeze doğru iç göçlere maruz kalması ile ortaya çıkmıştır. Yaşanan trajedilerin bir neticesi de vatan kelimesi ana baba derecesinde kutsallık izafe edilen bir mana kazanmıştır. Bu bağlamda kelimenin Türk edebiyatında bahsedilen üç anlam düzleminde bugün dahi birlikte yaşadığı görülmekle birlikte, kavramın şiirimizde haritada var oluğu haliyle somut bir manayı ve içeriği tamamen özümsediği söylenebilir. Bu makalede uluslararası sistemde yaşanan gelişmelerle daha da önem kazanan milletin bekası meselesinin temelini oluşturan vatan algısının şiirimizde nasıl bir anlam değişimi gösterdiğini tartışmaya ve bir çerçeveye oturtmaya çalıştık. Tasavvufi, itibari/manevi ve tecrübi üç halinin de Türk şiirine kattığı zenginliği sergilemeye çaba gösterdik.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|