Klasik Türk edebiyatı geleneği içinde kaleme alınan mensur hikâyeler genel itibariyle “ideal” insan özelliklerini ortaya koymaya çalışırlar. Bu gelenek içinde üretilmiş pek çok hikâye kitabı bulunmaktadır. Bu eserler içinde en hacimli olanlarından birisi Muhammed Avfî’nin derlediği Cevâmi’ü’l-Hikâyât ve Levâmi’ü’r-Rivâyât adlı eserdir. Farsça olarak kaleme alınan bu külliyat içerisinde siyasetten ahlaka, imandan duaya, tarihten coprafyaya kadar hayatın pek çok noktasına dokunan hikâyeler yer almaktadır. Avfî’nin bu eseri 16. yüzyılda Celâl-zâde Sâlih Çelebi tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir. Ancak yine 16. yüzyıl şair ve ediplerinden olan Abdullah Bahâyî Efendi tarafından da bu eserin bir kısmı Türkçeye çevrilmiştir. Her ne kadar Celâl-zâde Sâlih Çelebi eseri tam olarak Türkçeye çevirmiş olsa da Abdullah Bahâyî Efendi eserin Üçüncü Kısmı’nın 2 ila 16. bâbları arasını Sâlih Çelebi’nin tercüme etmediğini, bu yüzden Kânûnî tarafından kalan kısımların tekmil edilmesi işinin kendisine tevdi edildiğini ifade ederek eserin anılan bâblarının tercümesini gerçekleştirmiştir. Bu çalışmada, Abdullah Bahâyî Efendi’nin hayatı hakkında bilgi verildikten sonra mütercimin Cevâmi’ü’l-Hikâyât ve Levâmi’ü’r-Rivâyât Tercümesi (3. Kısım 2-16. Bâblar) adlı eseri tanıtılacaktır.
Klasik Türk edebiyatı geleneği içinde kaleme alınan mensur hikâyeler genel itibariyle “ideal” insan özelliklerini ortaya koymaya çalışırlar. Bu gelenek içinde üretilmiş pek çok hikâye kitabı bulunmaktadır. Bu eserler içinde en hacimli olanlarından birisi Muhammed Avfî’nin derlediği Cevâmi’ü’l-Hikâyât ve Levâmi’ü’r-Rivâyât adlı eserdir. Farsça olarak kaleme alınan bu külliyat içerisinde siyasetten ahlaka, imandan duaya, tarihten coprafyaya kadar hayatın pek çok noktasına dokunan hikâyeler yer almaktadır. Avfî’nin bu eseri 16. yüzyılda Celâl-zâde Sâlih Çelebi tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir. Ancak yine 16. yüzyıl şair ve ediplerinden olan Abdullah Bahâyî Efendi tarafından da bu eserin bir kısmı Türkçeye çevrilmiştir. Her ne kadar Celâl-zâde Sâlih Çelebi eseri tam olarak Türkçeye çevirmiş olsa da Abdullah Bahâyî Efendi eserin Üçüncü Kısmı’nın 2 ila 16. bâbları arasını Sâlih Çelebi’nin tercüme etmediğini, bu yüzden Kânûnî tarafından kalan kısımların tekmil edilmesi işinin kendisine tevdi edildiğini ifade ederek eserin anılan bâblarının tercümesini gerçekleştirmiştir. Bu çalışmada, Abdullah Bahâyî Efendi’nin hayatı hakkında bilgi verildikten sonra mütercimin Cevâmi’ü’l-Hikâyât ve Levâmi’ü’r-Rivâyât Tercümesi (3. Kısım 2-16. Bâblar) adlı eseri tanıtılacaktır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|