1980 darbesinin yol açtığı siyasi, toplumsal, ekonomik ve kültürel iklimden en fazla etkilenen edebi tür şiirdir. Bir taraftan darbe sonrasında yükselişe geçen kapitalist liberal politikaların beklentilerini karşılamaya uygun olmaması, diğer taraftan 1970’lerin ideolojik angajmana girmiş şiir anlayışından kurtulması nedeniyle görece bir özgürlük ve bireyselleşme imkânı kazanması gibi birbiriyle oldukça çelişkili görünen olgular, şiir dünyasını tersyüz eder. Şiir dünyasında birbirinden oldukça farklı yaklaşımların gelişmesine zemin hazırlar. Bu bağlamda şairler, eleştirmenler ve akademisyenler 1980 darbesinin tersyüz ettiği toplumsal, kültürel ve ekonomik koşulların şiiri nasıl etkilediğini tartışmaya ve konuşmaya başlar. İşte 1980 sonrası şiirine damgasını vuran bu kaotik ve çelişkili atmosferin izleri, en açık biçimde, 1980 sonrası şiirini tasnif etme girişimleri ile toplumcu şiir-bireyci şiir karşıtlığı çerçevesinde yürütülen tartışmalarda gözlemlenebilir. Tartışma alanlarının ilkini oluşturan 1980 sonrası şiirin tasnifini yapmak çabalarının esasını 1980 sonrasındaki şiir birikiminin bir haritasını çıkarmak, poetik eğilimlerin bir tespitini yapmak ve nihayetinde dağınık bir biçimde duran şiir dünyasını düzenlemek kaygısı oluşturur. 1980 sonrası şiirinin ikinci tartışma alanı ise bireyselliği/bireyciliği önceleyen yeni poetik eğilimlerle; 1970’lerin egemen poetikası toplumcu gerçekçilik arasında değişik boyutlarda devam eden tartışmalardır. Bu tartışmalar; şiirin yapısal boyutuyla ilgili olduğu kadar toplumsal sorunlar karşısındaki tavrından gelenekle kurduğu ilişkiye, gelecek tahayyülünden insanı kavrayışına, şairin vasıflarından Türk şiirinin ustalarının saptanmasına kadar şiire/şaire dair hemen her konuya yansır.
1980 darbesinin yol açtığı siyasi, toplumsal, ekonomik ve kültürel iklimden en fazla etkilenen edebi tür şiirdir. Bir taraftan darbe sonrasında yükselişe geçen kapitalist liberal politikaların beklentilerini karşılamaya uygun olmaması, diğer taraftan 1970’lerin ideolojik angajmana girmiş şiir anlayışından kurtulması nedeniyle görece bir özgürlük ve bireyselleşme imkânı kazanması gibi birbiriyle oldukça çelişkili görünen olgular, şiir dünyasını tersyüz eder. Şiir dünyasında birbirinden oldukça farklı yaklaşımların gelişmesine zemin hazırlar. Bu bağlamda şairler, eleştirmenler ve akademisyenler 1980 darbesinin tersyüz ettiği toplumsal, kültürel ve ekonomik koşulların şiiri nasıl etkilediğini tartışmaya ve konuşmaya başlar. İşte 1980 sonrası şiirine damgasını vuran bu kaotik ve çelişkili atmosferin izleri, en açık biçimde, 1980 sonrası şiirini tasnif etme girişimleri ile toplumcu şiir-bireyci şiir karşıtlığı çerçevesinde yürütülen tartışmalarda gözlemlenebilir. Tartışma alanlarının ilkini oluşturan 1980 sonrası şiirin tasnifini yapmak çabalarının esasını 1980 sonrasındaki şiir birikiminin bir haritasını çıkarmak, poetik eğilimlerin bir tespitini yapmak ve nihayetinde dağınık bir biçimde duran şiir dünyasını düzenlemek kaygısı oluşturur. 1980 sonrası şiirinin ikinci tartışma alanı ise bireyselliği/bireyciliği önceleyen yeni poetik eğilimlerle; 1970’lerin egemen poetikası toplumcu gerçekçilik arasında değişik boyutlarda devam eden tartışmalardır. Bu tartışmalar; şiirin yapısal boyutuyla ilgili olduğu kadar toplumsal sorunlar karşısındaki tavrından gelenekle kurduğu ilişkiye, gelecek tahayyülünden insanı kavrayışına, şairin vasıflarından Türk şiirinin ustalarının saptanmasına kadar şiire/şaire dair hemen her konuya yansır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|