Makalede, 1000 yıldan fazla geçmişe sahip, kökeni içinde bulunduğumuz Orta Asya coğrafyasına dayanan ve Türk kültürüne içkin olan Ahilik geleneğinin; Türk kültürünün korunup gelecek kuşaklara aktarılmasında yapıtaşı niteliğinde olduğu savunulmaktadır. Ahlaki, ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi, hatta askeri yapılanmayı ve fiziki çevreyi biçimlendiren ahilik geleneğimiz, kültürel kökenimiz; günümüzde toplumsal yapı içerisinde yeterince yaşatılamamaktadır. Avrupa merkezli mevcut uygarlık anlayışı; ekonomiyi merkeze almakta, farklılıkları toplumdan ve mekandan dışlamakta, bireysel kimlik oluşturmayı hedeflemektedir. Türk Dünyasının örf ve adetlerini yansıtan ahilik; insanı merkeze alan, farklılıkların ahengini, birliği, dayanışmayı, yardımlaşmayı ve adaleti esas alan yapısıyla, mekan düzenlemesiyle, Türk kimlik ve kültürümüze özgüdür. Orta Asya anayurdumuzdan göçle birlikte Anadolu’ya taşınıp İslami değerlerle kaynaştırılarak kurumsallaştırılan ve kültürel bir değer olarak genlerimizde yer alan ahiliği; Türk kültürünün birleştirici yapıtaşı olarak, sosyal hayattan ekonomiye, ticaretten sanayileşmeye, eğitimden turizme, mimarlıktan şehirciliğe kadar her alanda geleceğe taşınmanın varlık görevimiz olduğu düşünülmektedir.
The article argues that the Ahilik tradition, which is based on the Middle Asian geography in which we are originated, with more than 1,000 years of history, and which is drunk into the Turkish culture, is a constructor in the preservation of the Turkish culture and the transfer to future generations. Our tradition, our cultural origin, which shaped the moral, economic, social, cultural, political, even military structure and the physical environment, is not sufficiently lived in today’s social structure. The existing concept of European-centric civilization is aimed at bringing the economy to the center, excluding differences from society and space, and creating individual identity. The alignment that reflects the arms and traditions of the Turkish world; the alignment that takes the people to the center, the alignment of differences, the unity, the solidarity, the assistance and the justice based on the field structure, the place arrangement, the Turkish identity and culture. The alienation, which is organized and included in our genes as a cultural value by migrating from our central Asian constitution to Anadolu, is believed to be our mission to move from social life to economy, from trade to industrialization, from education to tourism, from architecture to urbanism to the future in every field.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|