Bu makalede Türkçenin yaygın niteleyicilerinden biri olan sık “seyrek karşıtı; kesif, yoğun” sözcüğü üzerinde durulacaktır. Sözcük, belirtilen anlamıyla Türk dili tarihi içinde ilk kez Harezm Türkçesi metinlerinden Mukaddimetü’l-Edep’te karşımıza çıkar. Divanü Lûgat-it-Türk’te sık’a Oğuzca olduğu belirtilerek “az” anlamının verilmiş olması dikkate değer bir durumdur. İlk bakışta, Türkçenin eklemlenme yapısını göz önünde tutarak, sözcüğün sı- fiiline getirilen –k ekiyle türetildiğini düşünmek mümkündür. Ancak sı- fiilinin sık sözcüğünü türetebilecek anlam içeriğine sahip bir görünümü şimdiye dek tespit edilememiştir. Eski Uygur Türkçesi dönemine ait daha önce yayımlanmamış bir yazma üzerine yaptığımız çalışmada sı- fiilinin “toplanmak bir araya gelmek” anlamı tespit edilmiştir. sı-‘tan türeyen başka sözcükleri de aydınlatabilecek bu bulguyu konun uzmanlarının ilgisine sunmayı amaçlayan yazımızda öncelikle sık sözcüğün Türkçenin gelişme ve yayılma alanlarındaki yeri tespit edilmiştir. sık’ın kökeni ile ilgili değişik görüşler aktarıldıktan sonra değinilen görüşlerin eleştirisi yapılmıştır. Berlin Turfan koleksiyonunda Mainz 752 (T III 84-74) numarasıyla kayıtlı oldukça büyük boy bir kitap sayfasının ölçülerinde olan el yazması içinde geçen sı- fiilinin “toplanmak” anlamı üzerinde yoğunlaşılarak bu fiilin Eski Türkçede hangi bağlamlarda kullanıldığı belirtilmiştir. Uygurlardan kalan Budist çeviri külliyatı içinde Dasakarmapathavadanamala türünü andıran yazmadaki veriden hareketle sık’ın, başlangıçta “tazyik etmek” anlamındayken Uygurca metinlerde “bir araya gelmek, toplamak” karşılığında da görülebilen sı- fiiline dayandığı karşılaştırmalı bir yaklaşımla ifade edilmiştir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|