Kalkınma ve büyüme sürecinde, devlet borçları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin yönü ve büyüklüğü sıkça tartışılan bir konudur. Gelişmekte olan ülkelerde başta, kalkınmanın finansmanı olmak üzere yatırım-tasarruf ilişkilerinin zayıflaması nedeniyle, giderek artan miktarda devlet borçlanmasına yönelmektedirler. Gelişmekte olan ülkeler ulaşmak istedikleri ekonomik büyüme hızına ulaşmada çeşitli kısıtlarla karşı karşıyadırlar. Bununönemli nedenlerinden birisi, yatırımları finanse edecek olan iç tasarrufların yetersizliği ve ihracat gelirlerinin düşük olması nedeniyle ortaya çıkan döviz kıtlığıdır. Gelişmekte olan ülkelerin hedefledikleri ekonomik büyüme ve kalkınmaya ulaşmaları oldukça önemli bir durumdur. Devlet borçları mevcut ülke kaynaklarına ek bir kaynak niteliğindedir ve bu ek kaynak yoluyla ülkedeki sermaye birikimi artmaktadır. Artan sermaye miktarı aracılığıyla da yatırımlar, ekonomik büyüme ve ülke refahının artması ve bunun sonucunda ekonomik açıdan daha mutlu bireylerin ve refahı daha yüksek bir ülke profilinin oluşması amaçlanmaktadır. Borçlanma yapısı iç ve dış borçların vadesi ve diğer özellikler alınan borcun ekonomi üzerindeki etkisini farklı kılan özelliklerdir. Bilindiği gibi borçların alınması bir ekonomi için net bir kaynak transferi girişini ifade ederken, borç ödemelerinin yapılması durumunda bu kez borcu alan ülkeden ödeme yapılan ülkeye net bir kaynak transferi çıkışını ifade etmektedir. Bu yüzden borçlanma stratejisi ve yönetimi borcu alan ülke refahını doğrudan etkileyen bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktadan hareketle, bu incelemenin amacı öncelikle devlet borçları ve ekonomik büyüme ilişkisi ile ilgili yapılan çalışmaları literatür halinde verip bu konuda yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçların değerlendirilmesi yoluyla devlet borçları ile ekonomik büyüme ilişkisinin hangi yönde geliştiği noktasındaki tartışmalara katkıda bulunmaktır
Alan : Hukuk; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|